İBB LGBT EĞİTİMİ VE HUZURLARINIZDA İMAMOĞLU

16-03-2021

1679 görüntülenme

İDRİS ŞEKERCİ

İBB LGBT EĞİTİMİ VE HUZURLARINIZDA İMAMOĞLU

Bugün yaşadığımız sorunlardan biri de tumturaklı, kulağa hoş gelen kelimelerle yanlışı olumlamak, inancımıza, örfümüze ve değerlerimize aykırı fiillere, davranışlara toplumsal meşruiyet kazandırmaktır. Sadece kelimelerle yapmadılar, renkleri de alet ettiler çirkin emellerine.. Eskiden sarıyı da, kırmızıyı da, yeşili de severdik; lakin bir el bu renkleri bir araya getirerek bir manayı sembolize etti. Bir el de gökyüzünün renklerinden fıtrata başkaldıran bir isyanın kimliğini inşa etti.

Bilinen adıyla söylediğimizde kerih görülen bir çok davranış ve eylem için kullanılan janjanlı sözler, hayatı cıvıl cıvıl eden renklerle sembolize edilen- günlük hayattan onlarca örnek verebileceğimiz - bu çirkinlikler, ne yazık ki uzun zamandır aynı şeye hizmet ediyor;

İnsanı değerlerinden uzaklaştırmak ve toplumu ifsat etmek.

İBB Belediye Başkanı olarak seçilen Sayın İmamoğlu, renkleri ve hiç biri masum olmayan kelimeleri ustaca kullanarak bu ifsadın parçası olmaya belli ki niyet etmiş durumda. Belediyeye ait işletmelerin logolarıyla başladı ilkin. Sonra, yavaş yavaş neye hizmet ettiği artık herkesin malumu bir yasayı (6284 Sayılı Kanun) da kendine referans ederek yakın zamanda “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü” kurmayı amaçlayan bir teklif sundu İBB Meclisine. Ak Parti Hukuk Komisyonu Başkanı konuyu ele alış biçimiyle tam da bizim söylemeye çalıştığımızı ifade etti bu teklifi eleştirirken;

“ Toplumsal cinsiyet ile neyi savunduklarını şöyle ifade edeyim; ara bir cinsiyet meselesi var ya..Yani kadın ve erkek meselesi dışında bir mesele. Saklamaya çalıştıkları bu.”

İBB Meclisi Ak Parti ve MHP ağırlıklı olunca bu teklifi geçiremeyeceğini anlayan İmamoğlu ve avanesi bu sefer, “etrafından dolanmak” diyebileceğimiz bir yöntem kullanarak meşum yasanın gücünü de arkasına alarak, İBB çalışanlarını sözüm ona toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitim vermeye karar verir.

Bir çok haber kanalında gördüğümüz bu gelişme bize “körüyü geçene kadar” sözünü anımsatan İmamoğlu seçim taktiklerini hatırlattı ve sosyal medya hesabımızdan ;

“Seçilene kadar: Elif-Be-Te-Se, Seçildikten sonra: Le-Ge-Be-Te” diyerek bir “İmamoğlu Tanımı” yaptık.

Seçim sürecinde Eyüp Sultan Camii’ne giderek Yasin okuyan İmamoğlu, seçilir seçilmez renkler üzerinden başladığı ifsat operasyonuna en son -bir çok haber sitesinde yer aldığı üzere- belediye çalışanlarına LGBT eğitimi vermeye kadar götürmüştür. Zinaya “yasak aşk”, gayrı meşru ilişkiye “Evlilik dışı birliktelik” diyerek normalleştirince bu girişime doğal olarak herkesin anlayacağı dilden isim veremiyoruz.

Sonuçların anlaşılabilmesi, sebeplerin doğru tahliline bağlıdır. İmamoğlu ve ekibinin bu cesareti bulmasına sebep yasanın tartışılması, İmamoğlu ve üçlü konsorsiyomun İBB’yi kazanmasının sebeplerini tartışmaktan daha önemlidir. İBB’de LGBT eğitimi tartışmaları ile aynı zamana denk gelen bir başka tartışma daha vardı. Ak Parti’li Özlem Zengin,8 Mart üzerinden tekrar gündeme gelen “kadın cinayetleri(!)” konusu hakkında fikir beyan eden Ayasofya Camii İmam Hatibi Mehmet Boynukalın’ın “Cinayet cinayettir.Cinsiyet değiştirmez….Sürekli kadın cinayetleri vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan sloganik bir medya propagandasıdır” tespitine tahammül edemeyerek;

“Bu açıklamalar, siyasetin yükünü arttırıyor. Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum” diyerek ayar vermeye çalışmıştı.

Doğrudur; siyasetin yükünü arttıracak açıklamalardan ve hatta siyasetin belini kıran yasa çalışmalarından kaçınmak gerekir.Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetlisi olarak STK yöneticisi kimliğim ile katıldığım bir istişare toplantısında, Sayın Zengin’in hararetle savunduğu, İBB Başkanı İmamoğlu’na LGBT kursu düzenleme cesareti de veren 6284 sayılı kanun, ciddi şekilde eleştirilmiş ve bir an önce bu yasanın dayndığı uluslarası İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemiz gerektiği konusunda yoğun görüş beyanları olmuştu.

Sözüm odur ki;

Artık, sivri sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmak ve siyasetin yükünü gerçekten hafifletmek gerekir.