BAĞIMSIZLIĞIN ŞİFRESİ BANA NE AMERİKA’DAN DİYEBİLMEKTİR
29-04-2021
1715 görüntülenme
İDRİS ŞEKERCİ
BAĞIMSIZLIĞIN ŞİFRESİ BANA NE AMERİKA’DAN DİYEBİLMEKTİR
Kendimi bildim bileli, her 24 Nisan tarihine yaklaştıkça, bizim dış politika “Soykırım” tartışması hepimizi esir eder ve adeta devlet bu gündeme kilitlenir. Başta ABD ve Fransa olmak üzere, her yıl 1915 olaylarına ilişkin “Acaba soykırım kelimesi kullanılacak mı?” kaygısı ile hop oturup hop kalkarız.
ABD Başkanı Biden, seleflerinin aksine lafı dolandırmadan doğrudan bu ifadeyi kullandı. Şimdi oturup ağıt yapacak değiliz elbet. Abdestimizden şüphemiz olmadığı için, “yalancının şahidi şıracı” hesabı, üzerimize atılan “küresel iftiranın” mahcubiyetini yaşayacak değiliz. Küresel diyorum zira bu mesele, Ermeni diasporası üzerinden, her seferinde ülkemizin başını ağrıtmak için servise sunulan bir operasyondur.
Kendi –varsa-tarihlerinin kirini, pasını temizleyebilecek bir icat henüz çıkmamışken, bu konunun, iç politik gerekçelerle dış politik söylem olarak kullanılması öyle çok da masum değil. ABD bir millet olmaktan ziyade yamalı bohçayı andırdığı için seçimlerin kaderi genellikle lobilerin elindedir.
Şimdi kaseti geriye sararak Tramp dönemini hatırlayalım. Sabık Başkan Tramp, başkan seçilmesinde önemli payı olduğu düşüncesiyle verdiği sözün de bir gereği olarak Kudüs meselesini kaşımış, Kudüs’ün işgal devleti İsrail’in başkenti olarak kabul edeceğini açıklamış ve öyle de yapmıştı. Küreselcilerin adayı olduğu ifade edilen Biden ise selefinin aksine –özellikle- Kaliforniya eyaletindeki seçimleri kendi lehine etkileyen Ermeni Lobisi’ne verdiği söze sadık kalarak, 24 Nisan tarihinde yaptığı konuşmasında, Türklerin Ermenilere 1915 yılında tehcire zorlayarak soykırım yaptığını ifade etti.
Bu açıklama er ya da geç yapılacaktı ve beklenen oldu. F 35, S400 ve Suriye politikası dahil bir çok konuda Türkiye ile anlaşamayan ABD, tam da YTÜ hocalarından Prof. Dr. Cemal Zahir’in de dediği gibi;
“Biden’ın bir yandan Ermeni diasporasına verdiği seçim vadini yerine getirdiği, bir yandan da Suriye’de terör koridoru kurulmasına müsaade etmeyen Türkiye’yi cezalandırmak için elindeki son kozu”da harcamıştır.
Dış politikada bağımsız karar almanın elbette bir bedeli olacaktı. Ya eskiden olduğu gibi ABD’nin güdümünde olmaya devam edecektik ya da devlet-millet el ele tam bağımsızlığa giden yolda mücadeleye devam edecektik. Görünen o ki, devleti yöneten irade, başta Sayın Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere topyekun bu bilinç ile hareket etmektedir.
Son dönemde hepimizin gündemine giren “Yerli ve milli olmak”, eğitimden kültüre, üretimden siyasete her alanı kuşatan bir felsefeyi ifade etmektedir. Dolayısıyla, bu meselede de aynı refleksi ortaya koymak ve Merhum Erbakan’ın ifadesiyle;
“Bana ne Amerika’dan”demeliyiz.
Peki, durum içeride öyle mi gerçekten? Sözün burasında kıymetli dostum İlhan Kurt'un da dediği gibi:
"Tam Batı'nın zulmüne karşı topyekun intifada diyeceğim dönüp bakıyorum daha içerideki birlikteliği sağlayamamışız..."
İçeride bu anlamda bir bütünlük yok ve buradan “düşmana çok ekmek çıkar” maalesef.
Müzmin muhalefetin “bizim çocuklar” dediği, Cumhurbaşkanı’nın adını anmaksızın 12.Cumhurbaşkanı diyerek açıklama yapan, Boğaziçi Dayanışması’ndan başlayalım mesela. Ne diyordu zeki çocuklar:
“106 yıl önce bu topraklarda yaşanan katliamlarla yüzleşmek. Türk ve Ermeni emekçilerinin ortak bir gelecek tahayyül etmesine biraz olsun katkı sağlayacaksa varsın Boğaziçi direnişimiz zarar görsün.”
Ötekisi ise:
“Ermeni soykırımı bugün hala Türkiye’de bir hayalet gibi dolaşıyor.”
Siyaset arenasında da farklı bir durum yok aslında. Ya, Millet ittifakının baston değneği HDP’nin “Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşin” diyerek açıktan ifade ediyorlar ya da kendine dahi devası olmayan bir Parti gibi “Uluslararası alanda maalesef küçük düşürülmemizin nedeni iç ve dış politikada kötü yönetim, zayıflayan ekonomi ve gücümüzdür.” diyerek ya da Sayın Davutoğlu gibi laf kalabalığına getirdiği kınama mesajına dış politika dersi vermeye çalışan akademisyen versiyonu ile eski yol arkadaşlarına akıl vermeye çalışıyorlar.
Bu arada kısmen sevindirici açıklamalar da yok değil. CHP sözcüsü Faik Öztrak gibi Biden’ı kınayanlar da var. Keşke bu sözü söylerken, Erdoğan’a ayar vermek için Biden’dan medet umdukları o günlerin de pişmanlıklarını ifade etmiş olsalardı.
YAZARLAR
Arslan ATEŞ
ETE KEMİĞE HAPSOLMAK Devamı...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devamı...
İdris ŞEKERCİ
28 ŞUBAT'IN SAHTE MAĞDURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devamı...
Muhammet BİNİCİ
BENİM AİLEM Devamı...
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devamı...
Dr.Hasan Fehmi ÇİÇEK
İSRA VE MİRAC Devamı...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Beşeri Sermayeden Etkin İstifadeye Dair Devamı...
Dr.Zülkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devamı...
Dr. Metanet OĞUZ
İNSAN, ÖZ DEĞERLERİNİ NASIL BELİRLEMELİ? Devamı...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 Aşısı Üzerinden Medeniyet ve Uygarlık Farkı Devamı...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa Değişikliği, Yargı Tarafsızlığı Devamı...
Mustafa KASADAR
Ar damarı çatlayanların alçaldıkça alçalmaları Devamı...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet İfadesi Devamı...
Tuğba GÜNEY
KAYGI VE TEVEKKÜL Devamı...
Şahmettin BALAHORLU
ÜSKÜP (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devamı...
Bayram KARA
AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM Devamı...
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devamı...
FOTO GALERİ
Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.