AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM
18-10-2020
5277 görüntülenme
BAYRAM KARA
AMERİKA YAZILARI-3
MASKE-DİN-BİLİM
İlk dönem akıl-vahiy ekseninde yapılan tartışmaların modern dönemle birlikte din-bilim ekseninde ele alındığı görülmüştür. Pozitivizmin büyük bir ivme kazandığı 19. yüzyılda bu konudaki tartışmalar büyük bir hareket kazanmıştır. Hristiyan öğretilerin bilimle ters düşmesi amaç, konu ve yöntemleri birbirinden farklı olan iki kompartımanı hayali bir çatışmanın içerisine sürüklemiştir. Her iki kompartımanın birbirinden farklı kelime dağarcığına sahip olması, farklı kategori ve mantıklarla hareket etmesi görmezden gelinerek iki yaklaşımın birbirleriyle çarpıştırılması meselenin yanlışzemine kaymasına neden olmuştur.
İslam’ın bilimle olan ilişkisinin Hristiyan dünya gibi kanlı bıçaklı olduğunu söylememiz mümkün gözükmüyor. Tarihsel süreç içerisinde ulemanın ele aldığı eserlerde her iki kompartımanın kendi zemininde ele alındığı görülmektedir. Nitekim kainatla alakalı ayetlerin tefsiri sırasında zorlama yorumlara girilmeden ayetlerin te’vil edilmesi bunun en büyük göstergelerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.[1] Her iki kompartımanın kendi şeridinde gittiği tarihsel tecrübenin ardından son iki asırdır mesele farklı şekillerde ele alınmıştır. Bilimin ve dinin çatıştığını düşünen bu kesim imana dayalı birçok meselede geçmişte hiç işitilmemişfikirlerle tarih sahnesine çıkmıştır.
Batı’nın ekonomik ve askeri yönden Müslümanlara olan üstünlüğü birtakım düşünürler üzerinde sert etkiler göstermiştir. Bu etkilerin mukabilinde İslam dininde yer alan keramet, mucize ve hadis gibi konularda farklı görüşler ortaya konarak Batılıların İslam’ı doğru anlayarak İslam dinine girecekleri savunulmuştur. Bu düşünce Kur’an’da geçen mucize ile alakalı birçok ayetin tahrif derecesine varacak kadar yorumlanmasına sebep olmuştur. Abduh örneğinde olduğu gibi klasik dönemde ortaya konan yorumlar hurafe ile eşdeğer tutulmuş, geçmişte yazılan eserlerdeki delillerin çoğu kasti olarak sansüre uğramıştır.[2]
Batı’nın veya Gayri Müslim toplulukların bu yorumlardan hareketle İslam dinine ne kadar rağbet göstereceği sorusu oldukça basit bir soru olarak gözükse de birçok müellif tarafından görmezden gelinmiştir. Nitekim ekonomi, siyasi ve askeri alanda iflas etmişve toparlanamamışİslam dünyasının sadece te’vil hareketleriyle kurtarılacağını düşünmek oldukça sığbir düşünse olarak önümüze çıkmaktadır. İslam dininin kurtulmasının Batı’da yaşayan insanların ağzına bırakılması ise oldukça komik bir çözüm yöntemidir.
Batı ve özellikle Amerika’da bulunan Hristiyan nüfusun din- bilim ilişkisi hakkında neler düşündüğü tam olarak hala kapalılık arz etmektedir. Geçmişdönemde klasik ulemanın ortaya koymuşolduğu tefsir- te’vil, zahir- bâtın, şeriat- hakikat gibi sistematik bir şekilde meseleleri ele alan kavramların ve sistematiğin okyanus ötesinde ve Avrupa kıtasında ortaya konamadığı gözlerden kaçırılırmışgörülmektedir.[3]
Din- bilim ilişkisi günümüzdeki olaylar özelinde Amerika’da hâlâ güncelliğini korumaya devam ediyor. Trump ’ın yakın zamana kadar maske takmamaktaki ısrarı, Biden ’ın birçok seçim konuşmasında Trump’ı bir hurafeperest olarak göstermesi bunun en bariz örnekleri arasında yer almaktadır. Demokratların adayı koltuğa geldiğinde sadece bilim adamlarını dinleyeceğini, rakibinin aksine sadece kendi görüşleriyle hareket etmeyeceğini ve bilimin otoritesine saygı duyacağını vadetmeye devam ediyor.
Bütün bu güncel hadiselerin yanında bilim uğruna yapılan te’vil çabalarının Batı ve Amerika’da esamesi bile okunmamaktadır. İncil’de yer alan tarihle çelişen rivayetler kutsal metin tasavvuru noktasında Müslüman zihinle aynı ortak bakışaçısını paylaşmayan bir toplulukla bizleri karşı karşıya getirmektedir. Bunların görmezden gelinerek meselenin ele alınması konuya hangi zaviyeden bakıldığını apaçık ortaya koymaktadır. “Zıtlık ne kadar net ise idrak o derece berraktır.” Zira kelamcılara göre “her şey zıddı ile kaimdir.” Din-bilim ilişkilerinde bu zıtlığı göz önüne alarak meseleyi netleştirdiklerini varsayanlar, hurafe pazarında tezgâh açarak müşteri toplamaya devam ediyorlar. Her alanda olduğu gibi tezgahlarda Batı’dan gelen çakma ürünler yer alıyor. Çinliler gibi taklit yeteneği zayıf olan tezgahtarlar, şimdilik fikirlerini Ortadoğu dışındaki bölgelerde pazarlayamıyorlar.
[1]Müfessirlerin yaptıkları yorumları te’vil adı altında ele almaları tefsirin direkt murâd-ı- ilahiye delalet etmesinden kaynaklanmaktadır.
[2]Bu konuda Merhum Elmalılı Hamdi Yazır’ın Fil Suresi’nde Muhammed Abduh’a yaptığı reddiyeler meselenin anlaşılması konusunda oldukça önem taşımaktadır.
YAZARLAR
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devamı...
Bayram KARA
AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM Devamı...
Mustafa KASADAR
Ar damarı çatlayanların alçaldıkça alçalmaları Devamı...
Dr. Metanet OĞUZ
İNSAN, ÖZ DEĞERLERİNİ NASIL BELİRLEMELİ? Devamı...
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devamı...
Dr.Zülkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devamı...
Şahmettin BALAHORLU
ÜSKÜP (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devamı...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Beşeri Sermayeden Etkin İstifadeye Dair Devamı...
Arslan ATEŞ
ETE KEMİĞE HAPSOLMAK Devamı...
İdris ŞEKERCİ
28 ŞUBAT'IN SAHTE MAĞDURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devamı...
Tuğba GÜNEY
KAYGI VE TEVEKKÜL Devamı...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet İfadesi Devamı...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 Aşısı Üzerinden Medeniyet ve Uygarlık Farkı Devamı...
Muhammet BİNİCİ
BENİM AİLEM Devamı...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa Değişikliği, Yargı Tarafsızlığı Devamı...
Dr.Hasan Fehmi ÇİÇEK
İSRA VE MİRAC Devamı...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devamı...
FOTO GALERİ
Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.