28 ŞUBAT
01-03-2021
2210 görüntülenme
TUĞBA GÜNEY
28 ŞUBAT
Batının kimi İslam ülkelerine götürdüğü demokrasinin(!) celladına aşık cuntacı mankurtlarını gördük.
Eşitlik, adalet, demokrasi denince mangalda kül bırakmayanların kendine demokrat diktatörlerini gördük.
En az 1000 yıl sürecek denilen zulmün, İslami kimliğimize balans ayarı çeken keyfekeder yönetmeliklerini gördük. Muasır medeniyetler seviyesine eriştirmek vazifesinin yılmaz bekçileri olan aydınların(!) karanlık odalara yayılan ikna zehrini gördük.
Örümcek logolu, irtica temalı “Laiklik Elden Gidiyor” dram-kurgu film serisinin başrol soytarılarını ve bu aziz milletin kalbinde yakılan ateşe odun taşıyan medya maymunlarını gördük.
Çağdaş yaşam destekçisi, pek özgürlükçü feminist grupların, sırf inancından ötürü üniversite son sınıfta okulu bırakmak zorunda bırakılan genç kızların en temel hakkı olan eğitim hakkı hususundaki çok manidar hassasiyetlerini gördük.
Hayallerini test kitaplarının sayfalarında ilmek ilmek dokuyan ve tek suçu İmam Hatipli olmak olan nice ilim neferlerinin emeklerinin bir hiçe kat kat sayıldığını gördük.
Âyete siyasi sembol diyenlerin sembolik vekillerinin, “Dışarı, dışarı!” nidalarına eşlik eden furuatçı hoca efendilerini gördük.
Kuaföre çevrilen fakülte mescidlerini, ayakkabı ile çiğnenen camileri, kampüs girişlerinde otobüs ve dolmuşlarda terörist arar gibi başörtülü öğrenci arayan güvenlik(!) güçlerini, başı açık Kur’an okumak zorunda bırakılan İlahiyat öğrencilerini ve dahi başörtüsü ne Kur’an’da ne de hadislerde vardır diyen İlahiyat dekanlarını gördük.
100’ler gördük geleceğine, emeğine, hayallerine, altın bileziğine âyet konmuş saçının bir telini değişmeyen; 100’ler gördük mesleğini, mevkisini bir gecede ümmete hibe eden, kırmak için, kız kardeşinin başörtüsüne, milletin iradesine, davanın en şereflisine uzanan eli, tek suçu:alnı secdeli; yüzler gördük çağdaşlık meşalesini saçının telinde zanneden, beynini faşist önderlerin maneviyat yoksunu kokuşmuş fikirlerine gark eden; yüzler gördük 100’lercesine zulmetmeyi kendine böylesine hak görürken yüzsüzleşen.
Ve tüm bunlar olup biterken, sözüm ona en büyük özgürlük savaşçılarının, hak savunucularının, en çok eşitlik çığırtkanlığı yapanların lal olmuş dillerini, perde inmiş gözlerini gördük.
Ve elbet tüm bu had bilmez, hukuk tanımaz zorbaların içinde iki Er gördük, hayru’l makîrîn, meal mü’minîn olan Allah’ın iki Er’i: Biri zalimlerle mücadelede en zeki ve zarif cümlelerle lafı gediğine koyan ve bunu yaparken de korkusuzca cuntacıların gözünün en içine bakan; diğeri muhtar bile olamazsın denilip atılan kuyulardan Yusuf misali doğan.
Evet, biz 28 Şubat’ı gördük. Hak yolunda Hak uğruna büyük bedeller ödedik. Çünkü Mevlana’nın deyişiyle aşk davaya, cefa çekmek ise şahide benziyordu... Ve ardından, zalimin zulümde bu denli cömert ve pişkin davranırken, bir imtihan yeri olarak tayin edilen Dünya’da, istikametten ayrılmayanların muhakkak galip geldiğini gördük. Evet, şahit olduk ve itaat ettik ki Allah, inanalar ve sabredenler için en güzel vekil ve en güzel yardımcıdır ve zafer yalnızca mü’minlerindedir!
Şimdi vakit, tarihi tekerrür ettirmemek, aynı zulme gark olmamak için genç nesli uyandırma vaktidir, içinde bulundukları ödül döneminin inşaa olunduğu bedel devrini idrak ettirme vaktidir, omuzlarındaki büyük davayı fark ettirme vaktidir.
YAZARLAR
FOTO GALERİ
Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.