İMSAK TARTIŞMASI
27-04-2020
4849 görüntülenme
PROF.DR.ABDULLAH KAHRAMAN
İMSAK TARTIŞMASI
Her sene milletin kafasını bulandırmak ve ibadetine şaibe bulaştırmak için bir imsak tartışması yapmayı kendine vazife bilenler var. Hedef Diyanet. Kimisine göre bu diyanet fazladan oruç tutturup imsaka erken başlatarak sabah namazını fesada veriyor, kimine göre de imsakı 20 dakika geç başlatarak daha az oruç tutturuyor ve böylece aslında insanlar şu kadar saat aslında oruç tuttuğunu sanarak sadece aç kalıyorlar!ne kadar büyük iddialar, ne korkunç yargılar bunlar. Bunu bir müslümana düşmanı yapmaz.
Yani iddialarına göe diyanet bile bile bu milletin orucunu fesada veriyor?! Halbuki bunların dediğini yapsa problem bitecek, ihtilaf ortadan kalkacak, mesele kolayca hallolacak? Çünkü Bunların dediği en doğrusu diyanetinki ise en yanlış olanmış.
Peki nasıl oluyor da bunlar tam isabet ederken Diyanet bir türlü isabet edemiyor ve bunların isabet ettiğine bir türlü gelemiyor?
Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, bunlar kendi arasında bile anlaşmış değiller. Yani diyanetin dışında iki kesin doğru iddiası var. Peki diyelimki diyanet görüşünü değiştirecek peki hangisine uyacak?
Böyle bir şey yok. Değerli arkadaşlar inanın bunların söylediklerinin hiç tutar tarafı yok. Artık üslupları farklı amaçlar peşinde olduğunu ihsas ettiriyor. Kalpleri Allah bilir.
Öncelikle şunu ifade edeyim ki, bu mesele asırlarca tartışılmış, son elli yıldır da neredeyse hiç gündemden düşmemiş. Diyanet de astronomlarıyla ve muvakkitleri ile hep bu meselenin üzerinde durarak müslümanları dünya ölçeğinde birliğini sağlamak için çırpınmış, ulusal ve uluslararası takvim kongreleri düzenlemiş. Kararlar almış. Gözlemler yapmış.
Bu tartışmanın taraflarının temsilcileri de 80’li yıllarda yapılan gözlem ve tartışmalara katılarak çabaya şahit olmuş. Sonunda diyanet bir görüşü daha sağlam bularak onunla amel etme kararı almış.
Mesele ihtilaflı ve içtihada açık olduğu için zaten yapılmadı gereken bu. İhtilaflı olmasa ve içtihada açık bulunmasa bu farklı yaklaşımlar olur mu?
Şimdi çok genel olarak şu söylenebilir: diyanet bu iki görüşün tam ortasında yani dengede duruyor. İçtihadi bir meselede usulümüz şudur: gerekli araştırmayı ortaya koyup bir kanaate ulaşan onunla amel edebilir, o kanaati kendisini bağlar fakat bunu başkasına dayatamaz, diğer içtihadın batıl olduğunu iddia edemez.
Çünkü içtihat içtihadı nakzetmez. Mezhep imamlarının usul ve tavrı böyle olmuştur: benim görüşüm doğru fakat yanlış olma ihtimali var, karşı tarafın görüşü yanlış fakat doğruya ihtimali var.
Bu usulü ıymayan bu iddiacı taraflar ne diyor: bizimki kesin doğru karşı tarafınki kesin yanlış! Vahiy alıyorlar galiba!
Mesele nedir fecr-i sadık yani imsak ve sabah namazı vakti ne zaman başlar?konuyla ilgili ayet ve hadisler farklı bilgiler veriyorlar, astronomik hesaplar da 16-21 derce arasında değişmektedir.
Diyanet 18 derceyi esas almış, astronominin verilerini kesin bulmuş ve bu sebeple temkin/ihtiyat paylarını ihtilafa sebep oluyor diye kaldırmış. Kavganın taraflarından biri buna kızıyor. Fecir ilk doğduğu anda mı oruca başlamak gerekir yoksa biraz aydınlık beklemeye ihtiyaç var mıdır? İlgili ayet biraz aydınlığa işaret eder, zira geçmiş dönemlerde bu iş gözleme dayanıyordu.
Diyanetin yaptığının kaynağı var mı? Elbette var: Hanefi fıkıh kitapları ne diyor: fecrin ilk doğduğu anı esas almak ihtiyatlı, biraz aydınlığı beklemek insanlara genişlik/kolaylık olsun diyedir. Mesele budur. Diyanet daha kesin olduğu için ve şehirleri küresel aydınlanması ve hava şartlarının her zaman sağlıklı gözleme imkan vermemesi sebebiyle astronomiyi esas almış yani bilimi tercih etmiş.
Efendim bu bilim hristiyanlarınmış bu tespiti kendilerine göre yapmışlarmış bize uymazmış vs. Osmanlı şu zamana kadar şunu uygulamış 1982’den sonra şöyle olmuş gereksiz tartışmalar bunlar. Ben söyleyeyim işin içinde olan birisi olarak 1982’den sonra diyanet bu işi ciddiyetle ele almış ve ihtilafı kendi açısından sonlandırmış mesele bu.
Şimdi son sözüm şu: Değerli kardeşlerim diyanetin mevcut takvimine uyduğunuz zaman oruç ve namazınız açısından hiç bir probleminiz olmaz, en ihtiyatlı yol da budur, şaz görüşle amel edilmez. Kalbiniz rahat olsun Allah ibadetlerimizi kabul etsin.
Not: Diyanet bunlara niye cevap vermiyor: Her yıl tekrarlanan bu iddiaları ciddiye almıyor, samimi bulmuyor, daha önce çok cevap verdiği için artık cevap vermeyi zaman israfı sayıyor.
YAZARLAR
Tuğba GÜNEY
KAYGI VE TEVEKKÜL Devamı...
Bayram KARA
AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM Devamı...
Şahmettin BALAHORLU
ÜSKÜP (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devamı...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 Aşısı Üzerinden Medeniyet ve Uygarlık Farkı Devamı...
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devamı...
Mustafa KASADAR
Ar damarı çatlayanların alçaldıkça alçalmaları Devamı...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet İfadesi Devamı...
Muhammet BİNİCİ
BENİM AİLEM Devamı...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Beşeri Sermayeden Etkin İstifadeye Dair Devamı...
İdris ŞEKERCİ
28 ŞUBAT'IN SAHTE MAĞDURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devamı...
Dr.Hasan Fehmi ÇİÇEK
İSRA VE MİRAC Devamı...
Dr.Zülkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devamı...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa Değişikliği, Yargı Tarafsızlığı Devamı...
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devamı...
Dr. Metanet OĞUZ
İNSAN, ÖZ DEĞERLERİNİ NASIL BELİRLEMELİ? Devamı...
Arslan ATEŞ
ETE KEMİĞE HAPSOLMAK Devamı...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devamı...
FOTO GALERİ
Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.