'Rusya'nın eli' Karadağ'ın da üzerinde
Karadağ'da, bir aydır süren "hükümet karşıtı" gösterilerde, Karadağ'ın NATO'ya üye olmasını istemeyen Rusya ve bölgedeki partneri Sırbistan'ın etkisinin olduğu konuşuluyor.
PODGORİCA - KAYHAN GÜL/ADEL OMERAGİC
Rusya'nın son yıllarda izlediği yayılmacı politikayla Ukrayna'dan Baltık ülkelerine, Suriye'den Balkanlar'a uzanan geniş bir coğrafyada nüfuzunu artırmaya çalışması birçok kesim tarafından eleştirilirken, Karadağ'da "hükümet karşıtı" protestolarda da Moskova'nın aktif rol oynadığı konuşuluyor.
Karadağ'da, 27 Eylül'de başlayan muhalefet protestolarının görünen yüzü, "hükümetin istifası ve erken genel seçimlerin yapılması talebi" olsa da aslında madalyonun arka yüzünde ülkenin NATO üyeliğine karşıt fikirlerin olduğu düşünülüyor.
NATO üyeliği için gerekli tüm koşulları yerine getiren Karadağ, aralık ayında yapılacak NATO Bakanlar Toplantısı'nda üyelik daveti beklerken, ülkedeki bazı kesimler bir aydır süren protestoların aslında iddia edildiği gibi hükümet değil, Rusya'nın da desteğiyle düzenlenen NATO karşıtı protestolar olabileceğini belirtiyor.
Saraybosnalı yazar Andrej Nikolaidis, muhalefet koalisyonu Demokratik Cephe (DF) tarafından organize edilen gösteriler hakkındaki "Rusya'nın eli uzundur" başlıklı yazısınında, Karadağ'ın NATO üyesi olmasıyla Rusya ve Sırbistan'ın yörüngesinden çıkacağını öne sürerken, Karadağ'ın NATO'ya üye olmasının sorunsuz bir süreç olmayacağının aylar öncesinde aşikar olduğunu ifade etti.
Karadağ'daki protestoların arkasında Moskova ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in olduğunu savunan Nikolaidis, protestoların söylendiği gibi hükümet değil, NATO karşıtı olduğunu ve Rusya'nın da protestolarda önemli rol üstlendiğini öne sürdü.
Karadağlı siyasi analist Dusan Janjic de "Rusya'nın eli Karadağ'ın üzerinde" başlıklı yazısında, Rusya'nın doğrudan Karadağ'ın içişlerine karıştığını belirterek, tıpkı Nikolaidis gibi o da gösterilerin hükümet değil NATO üyeliği karşıtı olduğu savundu.
Öte yandan protestoların öncülüğü yapan DF liderlerinden Andrija Mandic'in Sırp milliyetçisi kimliğiyle tanınması, ayrıca protestoların milliyetçi Sırp gruplarca da desteklenmesi ve Rusya tarafından "alkışlanması" da aslında protestoların "sadece" hükümet karşıtı olmadığının işaretleri.
Protestolarda Karadağ bayrağından çok Sırbistan bayrağının yer alması da gösterilerde dikkat çeken bir diğer husus olarak dikkati çekiyor.
"Karadağ'ın AB ve NATO üyelik sürecinin önü kesilmek istendi"
Hükümetin istifası ve erken genel seçime gidilmesi taleplerine ilk tepki gösterenlerden Başbakan Yardımcısı Dusko Markovic, hükümetlerin seçimle başa geldiğini ve tehditlerin kesinlikle kabul edilmeyeceğini ifade etti.
Öte yandan Slovenya ziyareti sırasında konuşan Başbakan Milo Djukanovic ise muhalefet protestolarına ilişkin, "Karadağ'daki muhalefet protestoları sadece hükümete değil, ülkenin Avrupa yoluna da karşı" ifadesini kullanarak, protestoların görünenden farklı bir arka plana sahip olduğuna işaret etti.
Karadağlı sosyolog ve siyasi analist Srdjan Vukadinovic, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, DF'in taleplerinin dayanağı olmadığını belirterek, muhalefetin taleplerinin mecliste oylamaya sunularak çözüme kavuşturulması gerektiğini ancak iktidarın mecliste çoğunluğuna sahip olduğu gerçeğinin de gözardı edilmemesini vurguladı.
Muhalefet yanlılarının, taleplerinin gerçekleştirilmesi noktasında yeterli güce sahip olmadığınını kaydeden Vukadinovic, hükümetin "sessiz devam eden" eyleme müdahale ederek aceleci davrandığını savundu.
Eski milletvekillerinden Novak Kilibarda da hükümetin çadır protestosunda "yanlış tutum" sergilediğini öne sürerek, çadırların kaldırılması noktasında hükümetin bir şey yapmaması gerektiğini, böylece sıkılan muhalefetin kendiliğinden protestolara son vereceğini söyledi.
Protestolarının arka planında Karadağ'ın AB ve NATO üyelik sürecinin önünü kesmek olduğunu iddia eden Kilibara, kendiliğinden bitme olasılığı bulunan protestolara hükümetin müdahale etmesinin "doğru olmadığını" dile getirdi.
Kilibarda, protestoların Karadağ vatandaşlarının "tam desteğini" alamadığına işaret ederek, göstericilerin Karadağ'ın bağımsızlığının temel ilkelerini derinden yaralayan eylemlerde bulunduklarını anlattı.
Muhalefetin iddialarının aksine tüm Karadağ'ın hiçbir zaman meydanlara inmeyeceğini vurgulayan Kilibarda, "Karadağ için NATO üyeliği son derece önemli. Karadağ, NATO üyesi olduğu takdirde ülke istikrarına tehlike arz eden her durum ve kişi ortadan yavaş yavaş kaybolacaktır" dedi.
Rusya ile Karadağ arasından "açıklama" savaşı
Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Karadağ'daki muhalefet protestoları sırasında polisin göstericilere müdahalesinden endişe duyulduğu ifade edilirken, Rusya'nın açıklamasına Karadağ'ın cevabı gecikmedi.
Karadağ Başbakanlığından yapılan açıklamada ise Rusya'nın bu açıklamasının, Karadağ Başbakanı Djukanovic'in söz konusu protestoların AB ve NATO üyeliğine karşı protestolar olduğu açıklamasını haklı gösterdiği ifade edildi.
Moskova tarafından yapılan açıklamada, Karadağ'daki protestolarda Rusya'nın aktif rol oynadığı iddiaları reddedilse de Karadağ hükümetince yapılan açıklamada aksi ifadeler yer aldı.
Açıklamada, "Rusya'nın açıklamasında eleştirilen Karadağ polisi ile ilgili, o akşamki (24 Ekim) gösterilerde, protestocuların polise molotof kokteyli, ses bombası ve taş attığını, meclise zorla girmeye çalıştığını hatırlatmak isteriz. Tüm bu karelerin dünya basınına yansımasına rağmen Rusya'nın olayları 'barışçıl protesto' olarak değerlendirmesi, Başbakan Djukanovic'in açıklamalarını daha da haklı çıkarmaktadır" denildi.
27 Eylül’de meclis binası önünden geçen ve başkentin en büyük caddelerinden biri olan St. Petar Cetinjski Bulvarı’nda başlayan "çadırlı" protestonun, 21. günün sonunda polis tarafından sonlandırılması ve çadırların kaldırılması, gösterilerin büyümesine neden olmuştu.
17, 18 ve 24 Ekim'de başkent Podgorica'da gösteri düzenleyen muhalefet yanlıları ile polis arasında çıkan arbedelerde çok sayıda polis ve gösterici yaralanmış, kent merkezi atılan göz yaşartıcı gaz, meşaleler ve kırılan camlarla adeta savaş alanına dönmüştü. AA
Körfez petrolünün Çin yuanıyla fiyatlandırılması doların hegemonyasını kıracak mı? Riyad'da 9 Aralık'ta düzenlenen KİK-Çin Zirvesi'nde, en dikkati çeken hususlardan biri Çin Devlet Başkanı Şi'nin konuşmasındaki "Körfez ülkelerinden yapılacak petrol ve gaz ticaretinde yuanın kullanılması için çalışacağı" ifadesi oldu.
Trump döneminden bu yana devam eden iki ülke arasındaki enerji anlaşmazlığının, yakın bir tarihe kadar Washington'un Orta Doğu'daki en büyük müttefiki sayılan Suudi Arabistan'la başka sektör ve alanlara da yansıması muhtemel.
Fransa'yı tehdit altında kılan ne? Fransa'da aşırı sağa karşı savaş açacağını söyleyen Macron'un Le Pen siyasetini devlet katına taşıyacağına kimse ihtimal vermiyordu.
YAZARLAR
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devamı...
Dr.Hasan Fehmi ÇİÇEK
İSRA VE MİRAC Devamı...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa Değişikliği, Yargı Tarafsızlığı Devamı...
Mustafa KASADAR
Ar damarı çatlayanların alçaldıkça alçalmaları Devamı...
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devamı...
Tuğba GÜNEY
KAYGI VE TEVEKKÜL Devamı...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Beşeri Sermayeden Etkin İstifadeye Dair Devamı...
İdris ŞEKERCİ
28 ŞUBAT'IN SAHTE MAĞDURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devamı...
Dr.Zülkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devamı...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 Aşısı Üzerinden Medeniyet ve Uygarlık Farkı Devamı...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet İfadesi Devamı...
Dr. Metanet OĞUZ
İNSAN, ÖZ DEĞERLERİNİ NASIL BELİRLEMELİ? Devamı...
Muhammet BİNİCİ
BENİM AİLEM Devamı...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devamı...
Arslan ATEŞ
ETE KEMİĞE HAPSOLMAK Devamı...
Bayram KARA
AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM Devamı...
Şahmettin BALAHORLU
ÜSKÜP (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devamı...
FOTO GALERİ
Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.