"EZDER" den 28 Şubat Basın açıklaması
EZHER ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI VE MENSUPLARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANINDAN BASIN AÇIKLAMASI
TIMEALEM / Şahmettin BALAHORLI
Türkiye’nin yakın tarihinde siyasal ve sosyo-ekonomik bakımdan en acımasız sonuçlar doğuran olaylardan biri olan ‘28 Şubat post-modern darbesinin’ üzerinden 19 yıl geçti.
28 Şubat süreci bu ülkenin sayıları milyonları aşan insanının inandıkları değerler yüzünden sistemli bir şekilde psikolojik baskı altında tutulduğu, dışlandığı, ötelendiği ve kazanılmış haklarının birçoğunu yitirdiği bir dönem olmuştur.
28 Şubat postmodern darbesi, oluşturduğu maddi ve manevi tahribat bakımından milletimizi onlarca yıl geriye götüren bir etki ortaya koymuştur. 28 Şubat karanlığında gerçekleştirilen yolsuzluklar, usulsüzlükler, hortumlamalarla milletin bütün bir maddi varlığı tarumar edilerek ekonomik yönden tahribat yapılmıştır. Ancak asıl tahribat değerler üzerinde gerçekleştirilmiş, milletimizin bin yıllık medeniyet değerlerinden koparılması ve nesillerin köklerinden habersiz yetiştirilmesi için düşmanca tutum takınılmış ve hak-hukuk-adalet gibi kavramların ayaklar altına alındığı uygulamalara imza atılmıştır.
28 Şubat sürecinde üniversitelerin hizaya getirilmesi için Kemal Gürüz görevlendirilmişti. Gürüz’ün talimatıyla Şubat 98’de toplanan YÖK Genel Kurulu, ‘kılık kıyafet genelgesi’ne göre başörtülü öğrencilerin üniversitelere sokulmaması konusunda tüm rektörleri uyarmış ve dönemin rektörleri sadakat yarışına girmişti.
12 Eylül 1980 sonrası yaşanan tasfiyeye benzer biçimde, hatta ondan daha sistematik ve daha programlı biçimde, özellikle araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doktora öğrencisi, üniversitelerinden atıldı, yüksek lisans için gidenler yurt dışından geri çağrıldı ve akademik hayatları sona erdirildi. Hukuk normları geriye yürütülerek birçoğunun kazanılmış hakları yok sayıldı.
28 Şubat Her türlü gerekçeden yoksun olarak YÖK’ün anayasaya, iç hukuk mevzuatına, adalete ve hakkaniyete aykırı, ayrılıkçı ve yanlış kararı, arkasından bir çok yanlışlar, mağduriyetler ve vahametler doğurmuştur. Söz konusu işlemle, yüksek lisans, doktora ve doçentlik çalışmalarını tamamlamış veya devam eden yüzlerce El-ezher Üniversitesi mezunu veya mensubumuz, tarihte benzeri görülmeyen bu kıyımın geçmişe teşmili nedeniyle bütün akademik çalışmalarına son vermek zorunda bırakılmışlardır. YÖK’ün almış olduğu bu kararla da, Türkiye’de doktora veya mastır yapan 80’e yakın yurtdışı ilahiyat fakültesi mezunu öğrencinin okullarıyla olan ilişikleri kesilmiştir.
YÖK’ün iptal kararından sonra, almış olduğu bu iptal kararı, özellikle askerlikle ilişkisi olan kişilere (direkt askerlik şubelerine askere alınmaları için yazı göndererek) tebliğ edilmeye başlanmıştır. Ayrıca diplomaların iptalinden dolayı mezunların bir kısmı kısa dönem olarak yaptıkları askerliklerini terhislerinden sonra 18 aya tamamlamak suretiyle tekrar askere çağrılıp iki defa silah altına alınmış, diğer mezunlar ise diploma iptalinden dolayı lise mezunu sayıldıkları için, kısa dönem yerine 18 ay er olarak askerlik yaptırılmıştır.
Aynı anda yüzlerce El-Ezher Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunlarını, denklik belgesine istinaden her türlü kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları, öğretmenleri ve lisansüstü, doktora, v.s, öğrenim gören kişileri ve ailelerini mağdur ve perişan ettiği gibi, bunun arkasından yapılabilecek olan haksızlıklar açısından da tedirgin ve endişeli bir bekleyiş içine sokmuştur. Ayrıca diploma denkliğini hiç alamayan mezun öğrenciler de aynı şekilde lise mezunu sayılarak hayatlarının en karanlık günlerini yaşamaya mahkum edilmişlerdir.
Postmodern darbenin asıl hedefi dindarlar olmuş, asıl tahribat dini kurumlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. İmam hatip liseleri ve Kur’an kurslarının kapatılması anlamına gelen katsayı adaletsizliği ve 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamaya sokulmuş, kamuda çalışan başörtülü öğretmenlerin görevine son verilmiş, mütedeyyin kamu personeli soruşturmalar, sürgünler ve göreve son vermelerle zulme uğratılmıştır.
28 Şubatçılar bugün yargı önündedir. Milyonlarca insanı etkileyen bir antidemokratik hareketi gerçekleştirenler yargı önünde ibretlik bir cezaya çarptırılmalıdır. Ancak mahkeme, pek çok mağdurun müdahil olma talebini, ‘doğrudan zarar görmemiş’ yaklaşımıyla kabul etmemektedir. Bu ifadeden anlaşılan, 28 Şubat mağdurlarının zarar gördüğü kabul edilmekte ancak illa hedef gözetilerek zarar verilme gibi berrak görüntü aranmaktadır. Bu tavrı kabul etmek mümkün değildir.
28 Şubat sürecinde yaşanan ihlallerin/hak kayıplarının telafisi için atılan adımlar yeterli değildir. Göreve iade noktasında takdir edilesi bir başarı sağlanmıştır. Öğretmenlikten uzaklaştırılan eğitimcilerimiz geçte olsa görevlerine dönmüş öğrencilerine kavuşmuşlardır. Ancak memuriyetlerine son verilen mağdurların, memuriyetten ayrı kaldıkları dönemlerin tamamı için mahrum kaldıkları özlük ve mali hakları iade edilmemiştir.
28 ŞUBAT’ın izlerinin silinmeye çalışıldığı ve her kesimden mağdur olanların haklarının bizzat iade edildiği bu dönemde, ilerleyen yaşlarında denklik almalarına rağmen, 28 Şubat sürecinin karanlık mirasi olan bu zulmün, hak ihlallerinin ve mağduriyetinin neden hâlâ El-Ezher ve Suud, Pakistan, Lübnan, Ürdün gibi diğer yurtdışı İslami üniversite mezunları adına devam ettirildiğini, geriye dönük haklarının neden iade edilmediğini anlamak mümkün değildir. YAŞ mağdurlarına nasıl ki TBMM bir kararla geçmişe dönük özlük, emeklilik ve tüm haklarını tanıyarak iade ettiyse, aynı şekilde El-Ezher ve Suud, Pakistan, Lübnan, Ürdün gibi diğer yurtdışı İslami üniversite mezunlarına da geçmişe ve bugüne dönük haklarının tanınması ve iade edilmesi gerekmektedir.
Mağdurlara iadeyi itibar ve mağduriyetlerini giderici tüm özlük, , sosyal ve ekonomik zararlarını da zarar sahiplerine geri ödemelidir. hukuk işletilmeli ve adalet geç ve eksikte olsa yerini bulmalıdır
28 Şubat mamurlarına verilecek tüm zarar ve ziyan tazminatları devleti yüceltir. Hem verilmesi gereken bu tazminatlar ve iade edilmesi gereken itibarlar o vatandaşlarımızın ellerinden gasp edilmiş haklarının idesidir. Ne bir sadakadır, ne de bir bahşiş.
Bir yanda 28 Şubatın faillerini yargılamak, öbür yanda mağdurların haklarını iade etmemek; zulmü görmemezlikten, duymazlıktan, bilmezlikten gelmektir. Bu da ayrıca bir zulümdür
Bütün bunlara rağmen 28 Şubat’ın Ezher Üniversitesi mağdurları inancından dolayı devletine isyan etmedi, dağa çıkmadı ve adam öldürmedi. 28 Şubatta sistematik bir zulme mazruz kaldık 28 şubat zulmünün bize düşen payı ile hiçbir zaman gariban rolüne girmedik ve asla merhamet dilemedik.bizim inancımıza göre kin nefret yoktur. bu kadar zulme reğmen bizleri vatan haini yapamadılar. Yapamayacaklar. Bizler rahmet olarak gönderilen bir peyğembberin ümetiyiz. Ve onun elçileriyiz.
28 Şubat döneminde mağdur olanların mağduriyetleri, AK PARTİ döneminde olabildiğince giderildi.
- İmam-Hatiplerde uygulanan başörtüsü yasağı ve katsayı uygulaması kaldırıldı.
- Ordudan YAŞ kararlarıyla atılan subaylara, hakları iade edildi, rütbeleri geri verildi.
- Üniversitelerde başörtü yasağı kaldırıldı, af çıkartıldı.
- 28 Şubat döneminde atanan ve göreve başlatılmayan öğretmenlerin de atamaları yapıldı.
- dönemde başörtülü oldukları için öğretmenlikten atılanlara da, görevleri iade edildi.
- Kamuda kadınların başörtülü olarak çalışmasına izin verildi.
- Bu Cumhuriyet tarihimiz boyunca atılan en cesur adımdı.
Ezherliler olarak AK Parti Hükümetine ve o denemin Başbakanı Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ a bu konuda gösterdiği cesaret için müteşekkir…
Bizlerin Devlet desteği olmadan zor şartlarda okuduğunu biliyorsunuz onun için devletin şefkat elini uzatınız. Bugün Türkiye’de ki İlahiyat Fakültelerindeki öğrenciler yurt dışında sadece 30 günlük Arapça dil eğitim almak için milyonlarca masraf yaparak Arap ülkelerine gidiyorlar. Oysa bizler 4 -5 sene ilim tahsil ettik. Türkiye’mize milletimiz için hizmet etmeye hazırız Diyanet İşleri Başkanı Por. Dr. Mehmet Görmez ve yardımcıları Ezher Üniversitesinde az da olsa istifade etmişlerdir. Hatta İstanbul Müftümüz Çok değerli Hocamız Rahmi Yarar Ezher üniversitesi ve hocalarından tam iki yıl istifade etmişlerdir. Bizler de aynı şekilde devletimize, milletimize hizmet etmeye hazırız.
Sayın devlet büyüklerim Bizler belki sesimizi duyuramadık amma sizlerin bunu his edip devletin şefkat elini uzatacağınızdan eminiz. Başta MEB Bakanlığı olmak üzere, ilgili tüm resmi kurumları bu konuda göreve davet ediyoruz. Konuyla ilgili STK’ların bu meseleyi gündemlerine almalarını arzuluyoruz.
28 Şubat’ın tek mağduru bile kalmamalıdır. Her bir insan bizim için kıymetlidir. İnancı için mağduriyet yaşamış kişilerin mağduriyetlerinin tam olarak giderilmesi hepimizin ortak derdi dir.
Sayın Cumhurbaşkanım, Başbakanım, Başbakan Yardımcılarım ve Milletvekillerim
Sizlerden bu mağduriyetlerimizin giderilmesini beklemekteyiz.
Milletimizin ve ülkemizin gelişmesini ve kalkınmasını geciktiren, her alanda mağduriyetine neden olan 28 Şubat sürecinde rol alanları kınıyor, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri, masum insanlara zulmedenleri lanetliyor; her konuda evrensel standartlara ulaşmış bir ülke ve gelecek diliyoruz
Ekrem DÜZCAN
EZDER
EZHER ÜNİVERSİTESİ
MEZUNLARI VE MENSUPLARI BAŞKANI
İstanbul, son 2 bin 500 yılda büyüklü küçüklü 600’den fazla depremle sarsıldı. Eskiye doğru gittikçe depremlerle ilgili bilgimiz kaynak eksikliğinden dolayı azalıyor. Bizans döneminde özellikle 358, 554, 558, 740, 869, 989, 1296 ve 1343 yıllarındaki depremler İstanbul’a büyük zararlar vermişti
Doç. Dr. Bülent Özmen, Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin neden bu kadar yıkıcı olduğu hususunda bir değerlendirmeyi AA Analiz için kaleme aldı. *** Depremin önceki depremlerden farkları
YAZARLAR
Dr.Zülkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devamı...
Dr.Hasan Fehmi ÇİÇEK
İSRA VE MİRAC Devamı...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa Değişikliği, Yargı Tarafsızlığı Devamı...
Arslan ATEŞ
ETE KEMİĞE HAPSOLMAK Devamı...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 Aşısı Üzerinden Medeniyet ve Uygarlık Farkı Devamı...
Dr. Metanet OĞUZ
İNSAN, ÖZ DEĞERLERİNİ NASIL BELİRLEMELİ? Devamı...
Şahmettin BALAHORLU
ÜSKÜP (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devamı...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Beşeri Sermayeden Etkin İstifadeye Dair Devamı...
Tuğba GÜNEY
KAYGI VE TEVEKKÜL Devamı...
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devamı...
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devamı...
İdris ŞEKERCİ
28 ŞUBAT'IN SAHTE MAĞDURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devamı...
Bayram KARA
AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM Devamı...
Mustafa KASADAR
Ar damarı çatlayanların alçaldıkça alçalmaları Devamı...
Muhammet BİNİCİ
BENİM AİLEM Devamı...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devamı...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet İfadesi Devamı...
FOTO GALERİ
Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.