BARIŞ VE HUZUR YURDU

13-02-2022

1290 görüntülenme

DR.HASAN FEHMİ ÇİÇEK

BARIŞ VE HUZUR YURDU

Şubat ayında İstanbul’a yağan yoğun kar, aradan iki hafta geçtikten sonra erimiş, yollar açılmış, bahçedeki çimler ortaya çıkmıştı. Öğleden sonra açan güneş, erimemekte direnen bir kar tümseğini yemeğe çalışırken, karınları doyan kumrular çam ağaçlarının dalları arasında istirahata çekilmişti. Yeşil ağaç üzerinde sarı güneş ışıklarının parıltısıyla kumruların sırtındaki “kahverengi” bu kadar mı tatlı, çekici ve güzel gözükür insana!

Tabiattaki muhteşem sanatın yanından geçip te ne sanatı ne de sanatçıyı görmeyen insanların körlüğü, vefasızlığı, cehaleti, hak ihlalleri, aç gözlülüğü, kibiri vs, bu kadar güzelim hayatı bize “zor, sıkıntılı, kaba ve sert” hale getiriyor… Buna kendi hatalarımı, nefsin yıkıcı arzularını, şeytanın vesveselerini de ilave edince, iyice daralmıştım. Abdest alıp ilahi kitapla ruhumu dinlendireyim dedim. Ezberlediğim “Yunus” suresinin başından okumaya başladım: Elif, Lam, Ra… İşte bunlar, hikmet dolu kitabın ayetleridir. “İnsanlara, onlardan bir adama, insanları uyarsın, iman edip salih (güzel) işler yapanları da Rableri katında “Sıdk” makamının onlara verileceğini müjdelesin diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti?!

Dördüncü sayfanın sonunda, tam 25. Ayet-i kerimeye geldiğimde, caminin minarelerinden “Allahu Ekber, Allahu Ekber (Allah En Büyüktür, Allah’tan daha büyük hiçkimse, hiçbir şey yoktur. Allah her şeye kadirdir. Allah’ın dışındaki her şeyin hareketi O’nun kudretine ve iznine bağlıdır)… Haydi namaza… Haydi kurtuluşa…” sesleri yankılanmaya başladı…

Bazılarınız “Ne var bunda?! Her gün, her zaman, her yerde duyduğumuz sesler! Gayet normal” diyebilir.

Yunus suresi 25. Ayetin manasına bakın: “Allah, selâmet (barış, huzur, esenlik, nimet, rahatlık) yurduna (cennete) ÇAĞIRIYOR…

Kapattım Mushaf-ı Şerif’i, hemen camiye doğru yürümeye başladım.

Dr. Fehmi Çiçek

11 Recep 1444 – 12.02.2022

İstanbul