Suudi Arabistan��n Libya politikas� ve T�rkiye kar��tl���n�n arka plan�
Suudi Arabistan, bu y�l�n ba��ndan itibaren Libya i� sava��na y�nelik pozisyonunu a��k bir �ekilde Trablus ve Ankara kar��tl��� �zerine belirleyip aktif faaliyet y�r�tmeye ba�lad�.
Son on y�lda Orta Do�u, bölgesel güç ili�kilerinde köklü bir de�i�imi beraberinde getiren istikrars�z bir sürece tan�kl�k etti. Bu sürecin bölgesel ölçekte ya�anmas�nda iki temel de�i�im dinami�i etkili oldu. �lki, ABD’nin bölgeye yönelik askeri angajman�n� yeniden yap�land�rarak bölgesel güvenlik ve istikrar�n teminine dair sorumluluk almaktan mümkün mertebe kaç�nmas�; ikincisi ise bölgesel de�i�im ve dönü�üme yol açan rejim kar��t� ayaklanmalar.
Bu iki de�i�im dinami�inin e� zamanl� olarak etkisini göstermesi, Orta Do�u’da bölgesel aktörlerin güvenlik tehdidi alg�lar� ile d�� politika hedef ve önceliklerini yeniden biçimlendirdi. Bölgenin temel aktörleri aras�nda rekabet, çat��ma ve geçi�ken/de�i�ken ittifaklar “normal” bir ili�ki biçimine dönü�ürken, bölgenin zay�f devletleri ise bu temel aktörler aras�ndaki güç mücadelesinin �iddetli bir �ekilde ya�and��� sahalara dönü�tüler. Beliren yeni ko�ullar alt�nda t�pk� Suriye, Yemen, Irak’ta gözlendi�i üzere, Libya da bölgesel aktörlerin müdahil oldu�u bir iç sava�a sürüklendi. Böylece Libya, 2011-2014 döneminde rejim yanl�lar� ile rejim kar��tlar� aras�nda ya�anan çat��malara sahne olurken, 2014-2019 döneminde ise Trablus (Ulusal Mutabakat Hükümeti) ve Tobruk (Temsilciler Meclisi) olmak üzere ba�l�ca iki rakip muhalif grup aras�nda devam eden bir iç sava�a dönü�tü. �ç sava��n ikinci a�amas�nda, bölgeden Suudi Arabistan, BAE ve M�s�r’�n siyasi, askeri ve ekonomik deste�ini arkas�na alan General Hafter öncülü�ündeki blok, uluslararas� toplum taraf�ndan tan�nan Trablus merkezli me�ru hükümeti, önce darbe giri�imi ve ard�ndan silahl� sald�r�larla ala�a�� ederek ülkede yeniden otoriter askeri yönetimi tesis etmeye çal��makta.
S. Arabistan, M�s�r, BAE ve Bahreyn’den müte�ekkil ve “Arap Dörtlüsü” olarak tan�mlanan bölgesel blo�un temel amac�; içeride kendi otoriter rejimlerinin gücünü tahkim etmek, d��ar�da ise Arap ülkelerinde ya�anan devrimleri "günün �artlar�na uygun otoriter yönetimler" tesis ederek kontrol alt�na almak.
Suudi Arabistan’�n Libya politikas�n�n siyasi zemini
2019 y�l�na kadar me�ru hükümet kar��t� gruplara verilen destek hususunda M�s�r ve BAE’ye k�yasla geri planda kalan Suudi Arabistan, bu y�l�n ba��ndan itibaren Libya iç sava��na yönelik pozisyonunu aç�k bir �ekilde Trablus ve Ankara kar��tl��� üzerine belirleyip aktif faaliyet yürütmeye ba�lad�. Suudi yönetiminin Libya politikas�, rejim güvenli�i ve bölgesel güç rekabeti olmak üzere iki sütun üzerine in�a edildi. 2009-2019 döneminde Riyad yönetimi, Arap ayaklanmalar� nedeniyle siyasi dönü�üm dalgas�na maruz kalmas�n�n yan� s�ra müttefiki ABD’nin kendisine sa�lad��� güvenlik taahhütlerinden de mahrum kald�. Bu iki de�i�im dinami�i ulusal ölçekte Suudi hanedan�n�n do�rudan kontrol etti�i rejimin güvenli�ini tehlikeye atarken, bölgesel ölçekte rakipleri �ran ve Türkiye kar��s�nda bölgesel nüfuzunu zay�flatmaktayd�. Dolay�s�yla Suudi Arabistan’�n Libya’da ya�anan geli�melere yönelik temel yakla��m�n�, son on y�lda yo�unluk kazanan ulusal ve bölgesel güç mücadelesinin bir yans�mas� �eklinde de�erlendirmek mümkün.
Suudi Arabistan’�n Libya’da sergiledi�i tutum, onun ayn� dönemde bölgesel geli�melere ili�kin benimsedi�i tav�rla bir bütünlük ve süreklilik içermekte. Her �eyden önce, Arap ayaklanmalar� nedeniyle bölgede otoriter rejimlerde meydana gelen siyasi dönü�üm, ülke yönetimini elinde tutan Suudi hanedan� taraf�ndan yak�n bir güvenlik tehdidi �eklinde görülmekteydi. Ayaklanmalar�n ba�ar�ya ula�mas� neticesinde Suudi Arabistan’da da benzer bir sürecin ya�anma ihtimali Riyad yönetimini ciddi �ekilde kayg�land�r�yordu. Öte yandan, halk hareketlerinin ard�ndan ya�anan siyasi de�i�im ve dönü�ümler neticesinde iktidara gelen yeni hükümetlerin Suudi Arabistan’�n bölgesel rakipleriyle yak�n i� birli�i içerisine girme e�ilimi, Riyad yönetiminin bölgesel etkinli�ini k�s�tlamakta ve onu bölgesel yaln�zl��a itmekteydi. Bu yeni bölgesel denklemi daha çetrefilli hale sokan ise Suudi Arabistan’�n, geleneksel müttefiki ABD taraf�ndan yaln�z b�rak�lmas�yd�. Bu iki tehdidin üstesinden gelmek amac�yla Riyad yönetimi, Arap ülkelerindeki ayaklanmalar�n ba�ar�ya ula�mas�n� engelleme, bu yap�lamad��� takdirde siyasi dönü�ümü kendine yak�n gruplar arac�l���yla kontrol alt�na alma yönünde bir stratejiyi benimsedi. Fakat Riyad, belirlenen bu stratejisinin hayata geçirilebilmesi ve ba�ar�l� olabilmesi için kendisiyle birlikte hareket edecek bölgesel müttefiklere ihtiyaç duyuyordu. 2011-2014 döneminde bu stratejiyi uygulama a�amas�nda nispeten yaln�z kalan Suudi Arabistan, Temmuz 2013’te M�s�r’da gerçekle�tirilen askeri darbe ve ard�ndan 2014’te Abdülfettah es-Sisi’nin cumhurba�kan� olmas�yla bu yaln�zl���ndan kurtuldu.
Türkiye kar��tl���n�n arka plan�
M�s�r’daki askeri yönetimin gücünü içeride konsolide etmesiyle Suudi Arabistan, M�s�r, BAE ve Bahreyn’den müte�ekkil bölgesel bir blok kuruldu. “Arap Dörtlüsü” �eklinde tan�mlanan bu grupla�man�n en temel amac�; içeride iç ve d�� tehlikeler kar��s�nda kendi otoriter rejimlerinin gücünü tahkim etmek, d��ar�da ise Arap ülkelerinde ya�anan devrimleri "günün �artlar�na uygun otoriter yönetimler" tesis ederek kontrol alt�na almakt�. Suudi Arabistan’�n bölgede Türkiye kar��t� bloka kaymas�, bu stratejik hedeften kaynaklan�yor. Arap ayaklanmalar� sürecinde halk�n yan�nda yer alan Türkiye; M�s�r, Tunus ve Libya’da siyasi de�i�im sonucu iktidara gelen yeni yönetimlerle güçlü siyasi, ekonomik ve askeri i�birli�i ba�lar� kurmu� bulunmaktayd�. 2014-2019 döneminde “Arap Dörtlüsünün” yukar�da bahsedilen stratejik hedefe ula�maya yönelik bölgesel faaliyetleri, Türkiye’nin stratejik kazan�mlar�n� tersine çevirmeye dönük bir politikaya dönü�tü. Ancak, Ma�r�k bölgesinde Irak ve Suriye’de gerçekle�en güç mücadelesinde �ran kar��tl��� üzerinden Türkiye’ye ihtiyaç duyan Suudi Arabistan, 2017 y�l�na kadar Türkiye’yi do�rudan kar��s�na almay�p, Ma�rip bölgesinde Tunus ve Libya’daki faaliyetlerini örtülü bir �ekilde hayata geçirmekteydi.
“Arap Dörtlüsünün” ilk icraat� özellikle M�s�r, Libya ve Tunus’ta Türkiye ile ortak hareket eden Katar’� yaln�zl��a iterek cezaland�rmak oldu. Bu amaçla Suudi Arabistan, M�s�r, BAE ve Bahreyn, Mart 2014’te büyükelçilerini Doha’dan geri çekme karar� ald�lar. “Arap Dörtlüsünün”, Katar’� Arap dünyas�nda yaln�zl��a iterek d�� politikas�na yön tayin etme hamlesi, Ma�rip’te Türkiye’nin elini zay�flatma giri�iminden ibaretti. Bunun ard�ndan “Arap Dörtlüsü”, Haziran 2017’de ald��� ani bir kararla Katar’la tüm diplomatik ili�kilerini sonland�rd� ve Katar’a abluka uygulamaya ba�lad�. Ablukan�n sonland�r�lmas� kar��l���nda Katar’a dayat�lan 13 maddelik “talep listesi” içerisinde Türkiye’nin Katar’daki askeri varl���n�n sonland�r�lmas� �art�n�n da yer almas�, bu ülkelerin Türkiye kar��tl���nda birle�tiklerinin en somut göstergesi oldu. Daha sonra, Ekim 2018’de Türkiye’nin egemenlik haklar� hiçe say�larak Suudi Arabistan’�n �stanbul’daki ba�konsoloslu�unda Suudi vatanda�� Cemal Ka��kç� vah�ice katledildi. Her ne kadar Suudi konsoloslu�unda i�lenmi� olsa da Ka��kç� cinayeti de “Arap Dörtlüsünün” Türkiye’yi bölgede s�n�rland�rma ve ona gözda�� verme çabas�n�n bir parças�yd�. Ayn� �ekilde dörtlü blok, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG’nin varl���n� sonland�rmak ve Suriyeli mültecilere güvenli bölge in�a etmek amac�yla Ekim 2019’da Türkiye’nin yürüttü�ü Bar�� P�nar� Harekât�na kar�� da aç�k tav�r sergiledi. Suudi Arabistan, M�s�r, BAE ve Bahreyn, bireysel olarak Türkiye’nin ba�latt��� harekât� k�namakla kalmad�lar, Arap Birli�i’ni acil toplant�ya ça��rarak örgüt bünyesinden k�nama ç�kard�lar.
“Arap Dörtlüsünün” Libya ve di�er bölgesel krizlerde aç�k bir �ekilde Türkiye kar��t� faaliyetler yürütmesinde BAE özgül bir a��rl��a sahip. �leri düzeydeki finansal harcamalar� sayesinde BAE, ulusal güç kapasitesinin ötesinde bir nüfuz olu�turup, bu blok içinde saf tutan di�er ülkeleri de yönlendiriyor.
Türkiye kar��t� politikalarda BAE'nin a��rl���
Ancak bu süreçte, “Arap Dörtlüsünün” Libya ve di�er bölgesel krizlerde aç�k bir �ekilde Türkiye kar��t� faaliyetler yürütmesinde BAE’nin özgül a��rl��a sahip oldu�unu kaydetmek gerekiyor. �leri düzeydeki finansal harcamalar� sayesinde BAE’nin kendi ulusal güç kapasitesinin ötesinde bir nüfuz olu�turup, bu blok içinde saf tutan di�er ülkeleri dahi yönlendirdi�i bilinen bir gerçek. Libya’da Türkiye kar��t� yerel gruplar�n koordine edilmesi ve sahada ilerleme kaydetmelerinde BAE’nin mali ve askeri deste�i kilit rol oynamaktad�r. BAE, Libya’da kendine yak�n gruplara askeri destek hususunda yaln�zca silah, mühimmat ve teçhizat temin etmemekte, ayn� zamanda M�s�r ve Libya’daki askeri üsleri kullanarak kritik dönemlerde do�rudan hava harekatlar� düzenleyerek, sahadaki güç dengesini Türkiye’nin arkas�nda bulundu�u Trablus hükümeti aleyhine çevirebilmektedir.
Öte yandan Suudi Arabistan, “Arap Dörtlüsüyle” ortak hareket etmek suretiyle 2019 y�l� ba��ndan itibaren uluslararas� tan�n�rl��� bulunmayan Libya Ulusal Ordusu’nun me�ru hükümetin bulundu�u ba�kent Trablus’u ele geçirme giri�imine aç�k destek vermeye ba�lad�. Mart 2019’da Riyad’� ziyaret edip Kral Selman’la görü�me gerçekle�tiren General Hafter, Suudi yönetiminin kendisine yönelik mali, askeri ve diplomatik deste�ini art�rmas� için talepte bulundu. General Hafter’in Riyad’� ilk defa ziyaret ediyor olmas� ve bu ziyarette Kral Selman’dan mali yard�m sözü almas�, Riyad yönetiminin Libya politikas�n�n yeni bir boyut kaz�nd���na i�aret ediyordu. Nisan 2019’da General Hafter’in Trablus’u ele geçirmek amac�yla yo�un askeri sald�r� ba�latmas�, ziyaretin önemini ortaya koymaktayd�. “Arap Dörtlüsünden” ald��� mali ve askeri destek sayesinde hakimiyet alan�n� giderek geni�leten General Hafter kar��s�nda Trablus’taki me�ru hükümetin ayakta kalabilmesi için Türkiye askeri angajman�n� art�rmak zorunda kald�.
Kas�m ay�nda Ba�bakan Serrac’�n Türkiye’yi ziyaretinde Ankara ile Trablus aras�nda Güvenlik ve Askeri ��birli�i ile Deniz Yetki Alanlar�n�n S�n�rland�r�lmas� alan�nda olmak üzere son derece önemli iki anla�ma imzaland�. Güvenlik ve Askeri ��birli�i anla�mas� uyar�nca Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) askeri destek talebine yan�t olarak 2 Ocak 2020’de bir y�l süreyle Türk askerinin Libya’ya gönderilmesini öngören tezkere mecliste kabul edildi. Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi gündeme gelir gelmez “Arap Dörtlüsü” bir kez daha Türkiye kar��t� tav�r tak�nmaya ba�lad�. Libya gündemiyle ola�anüstü toplant� gerçekle�tiren Arap Birli�i, “Arap Dörtlüsünün” çabalar� neticesinde Libya’ya d��ar�dan müdahalenin reddedildi�ini vurgulayan bir karar ald�. Ayn� toplant�da, bu dört ülke taraf�ndan Libya’n�n me�ru temsilcisi olarak Trablus hükümetinin Arap Birli�i’ndeki siyasi temsilinin sonland�r�lmas�na ili�kin faaliyetler dahi yürütüldü. Türkiye’nin Libya’ya asker konu�land�rmas� konusunda Suudi yönetimi taraf�ndan yay�mlanan k�nama aç�klamas�nda, Türkiye’nin “Arap ülkelerinin içi�lerine kar��t��� ve bölgesel güvenli�i tehdit etti�i” ileri sürülmektedir. Riyad bu �ekilde davranarak, “Arap Dörtlüsünün” Libya’n�n içi�lerine müdahil olmak suretiyle sebep oldu�u çat��ma ve istikrars�zl���n kayna�� olarak Türkiye’yi göstermeye çal��maktad�r.
Sonuç olarak, son birkaç ay içerisinde Türkiye’nin Libya’da askeri angajman�n� art�rmas� ve sahada me�ru hükümet aleyhine dönmü� olan güç dengesini restore etmeye dönük giri�imi, Suudi Arabistan’�n da aralar�nda bulundu�u dörtlü Arap blokunun bu ülkede belirledi�i temel stratejik hedefin elde edilmesi sürecinde kar��t bir a��rl�k olu�turdu. Bu nedenle, söz konusu devletler grubunun Libya ve di�er bölgesel meselelerde Türkiye kar��tl���n� daha da ileri bir düzeye ta��y�p, Ankara’n�n “Arap ülkelerinin içi�lerine kar��t��� ve bölgesel güvenli�i tehdit etti�i” düzlemine oturtulan kara propagandaya a��rl�k verece�i öngörülüyor. Türkiye buna haz�rl�kl� olmal�. Bu kara propagandan�n ba�ar�ya ula�mas�n� engellemenin yolu, bölgesel ve küresel ölçekte diplomasiyi etkin bir �ekilde i�letmekten geçmektedir.
[Dr. �smail Akdo�an çal��malar�n� Sakarya Üniversitesi Ortado�u Enstitüsü’nde sürdürmektedir]
Deprem su�lar� ve �nlemler Dr. ��retim �yesi Murat Aslan, Kahramanmara� merkezli depremlerin ard�ndan ortaya ��kan deprem su�lar�na ve bunlara m�dahale y�ntemlerine dair bir de�erlendirmeyi AA Analiz i�in kaleme ald�.
Zengezur Koridoru'nun �nemi Zengezur Koridoru'nun hayata ge�irilmesiyle T�rk D�nyas��n�n ticari, lojistik ve siyasi ba�lar� g��lenecek. �ok karma��k bu denklemin en �nemli taraflar�; �ran, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya ve T�rkiye.
Zengezur Koridoru'nun �nemi Zengezur Koridoru'nun hayata ge�irilmesiyle T�rk D�nyas��n�n ticari, lojistik ve siyasi ba�lar� g��lenecek. �ok karma��k bu denklemin en �nemli taraflar�; �ran, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya ve T�rkiye.
YAZARLAR
İdris ŞEKERCİ
28 �UBAT'IN SAHTE MA�DURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devam�...
Dr.Hasan Fehmi ��EK
�SRA VE M�RAC Devam�...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa De�i�ikli�i, Yarg� Tarafs�zl��� Devam�...
Şahmettin BALAHORLU
�SK�P (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devam�...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 A��s� �zerinden Medeniyet ve Uygarl�k Fark� Devam�...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Be�eri Sermayeden Etkin �stifadeye Dair Devam�...
Dr. Metanet OĞUZ
�NSAN, �Z DE�ERLER�N� NASIL BEL�RLEMEL�? Devam�...
Arslan ATEŞ
ETE KEM��E HAPSOLMAK Devam�...
Tuğba G�NEY
KAYGI VE TEVEKK�L Devam�...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devam�...
Mustafa KASADAR
Ar damar� �atlayanlar�n al�ald�k�a al�almalar� Devam�...
Muhammet BİNİCİ
BEN�M A�LEM Devam�...
Bayram KARA
AMER�KA YAZILARI-3 MASKE-D�N-B�L�M Devam�...
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devam�...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet �fadesi Devam�...
Dr.Z�lkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devam�...
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devam�...
FOTO GALER�
Time Alem � 2015 Yasal uyar� : Sitemizdeki t�m yaz�, resim ve haberlerin her hakk� sakl�d�r. �zinsiz ve kaynak g�sterilmeden kullan�lmas� kesinlikle yasakt�r.