Libya krizinde diplomatik hareketlilik ve muhtemel senaryolar

Libya krizinde diplomatik hareketlilik ve muhtemel senaryolar

Libya krizinde etkili olan akt�rler aras�nda, Kovid-19 salg�n�n�n etkisine ra�men daha �nce hi� olmad��� kadar yo�un ikili ve �ok tarafl� diplomatik g�r��meler ya�an�yor.

Libya’da Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) darbeci General Halife Hafter güçlerini geriletmesinin ard�ndan Sirte ve Cufra’n�n kimin kontrolünde kalaca��na yönelik ya�anan gerginlik ve beklentiler, yerini -�imdilik- daha dura�an bir döneme b�rakt�. Bu dönemde taraflar sahada olas� bir operasyona yönelik tahkimatlar�n� art�r�rken di�er yandan farkl� taraflar aras�ndaki diplomatik ileti�im kanallar� daha önce hiç olmad��� kadar yo�un bir �ekilde i�liyor. Yürütülen diplomatik giri�imlerde ise neredeyse bütün taraflar�n s�kl�kla dile getirdi�i iki kavram “ate�kes” ve “siyasi çözüm”. Ancak normatif aç�dan kolayl�kla ifade edilebilen iki kavram�n Libya’da pratikte hayata geçirilmesi baz� zorluklar içeriyor.

Anadolu Ajans� Podcast · Libya krizinde diplomatik hareketlilik ve muhtemel senaryolar

UMH’nin darbeci Hafter güçlerini püskürterek Sirte ve Cufra s�n�r�na dayanmas�, Hafter destekçileri aç�s�ndan net bir kay�p olarak de�erlendirilmi� ve kayb� minimize etmek için çe�itli önlemler devreye sokulmu�tu. Bu önlemlerin ba��nda M�s�r’�n aç�k bir �ekilde Rusya’n�n ise üstü örtülü bir �ekilde Sirte ve Cufra’y� k�rm�z� çizgi ilan etmeleri; Fransa’n�n UMH’ye yönelik Türkiye deste�ini s�n�rland�rmak için diplomatik ve siyasi giri�imlerde bulunmas� ve Birle�ik Arap Emirlikleri’nin (BAE) di�er aktörlerle birlikte Hafter güçlerine yeni silah transferleri yer alm��t�. Öte yandan UMH’nin sahada yakalad��� ivmeyi durdurmak için de Hafter ve destekçileri taraf�ndan uluslararas� arenada “ate�kes” ve “siyasi çözüm” kavramlar� yeniden kullan�ma sokulmaya ba�lanm��t�.

Yerel aktörler Libya krizinin gidi�at�nda önemli bir belirleyici olmakla birlikte, süreç içinde bölgesel ve küresel aktörlerin krize angajman� kaç�n�lmaz bir �ekilde yerel aktörlerin otonomisini s�n�rland�rd�.

Diplomatik giri�imlerde taraflar

Bu çerçevede Temmuz ay� içinde Libya krizinde etkili olan aktörler aras�nda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salg�n�n�n etkisine ra�men daha önce hiç olmad��� kadar yo�un ikili ve çok tarafl� diplomatik görü�meler ya�an�yor. Yürütülen müzakerelerin nas�l bir sonuç ortaya ç�karaca�� net de�il. Ancak Sirte ve Cufra’ya henüz bir harekât düzenlenmemi� olmas�, UMH’nin de krizi salt askeri yöntemlerle çözme konusunda �srarc� olmad���n�n bir göstergesi.

Libya krizine ili�kin yürütülen diplomatik görü�melerin yo�unlu�undaki art���n yan� s�ra bu görü�melerde etkin olmak isteyen aktörler de oldukça fazla. Yerel aktörler aç�s�ndan ele al�nd���nda bir tarafta Birle�mi� Milletler’in (BM) tan�d��� me�ru hükümet olan bütüncül yap�daki UMH yer al�rken di�er tarafta çoklu bir yap� öne ç�k�yor. Zira UMH di�er devletlerle gerçekle�tirdi�i görü�melerde daha ziyade Libya Devlet Yüksek Konseyi Ba�kan� Halid el-Mi�ri veya Ba�bakan Fayiz es-Serrac taraf�ndan temsil ediliyor. Kar�� tarafta ise me�ruiyeti bulunmayan Halife Hafter ve destekçisi Tobruk Temsilciler Meclisi Ba�kan� Akile Salih’in yan� s�ra do�u bölgelerindeki kabile liderleri bile baz� devletlerle gerçekle�tirilen diplomatik görü�melerde yer almaya ba�lad�. Ancak yerel aktörler Libya krizinin gidi�at�nda önemli bir belirleyici olmakla birlikte, süreç içinde bölgesel ve küresel aktörlerin krize angajman� kaç�n�lmaz bir �ekilde yerel aktörlerin otonomisini s�n�rland�rd�. Di�er bir ifadeyle, krizin t�rmanmas�nda veya sona ermesinde yerel aktörler temel olmakla birlikte art�k tek belirleyici unsur de�il.

Bu ba�lamda soruna do�rudan veya dolayl� bir �ekilde taraf olan ve son dönemde diplomatik giri�imlerini art�ran aktörlerin çabalar� dikkat çekici. Son bir ay içinde Libya krizine ili�kin ikili veya çok tarafl� görü�melerde bulunan aktörler aras�nda Türkiye, Rusya, M�s�r, BAE, Cezayir, Tunus, Almanya, �talya, Fransa, Malta, Katar, Suudi Arabistan, ABD gibi devletler ve BM Libya Destek Misyonu ba�lam�nda Birle�mi� Milletler, Avrupa Birli�i (AB), Arap Birli�i ve Afrika Birli�i gibi uluslararas� örgütler bulunuyor.

Çok say�da olmalar�na ra�men diplomatik giri�imleri yürüten aktörleri, amaçlar� ve ortaya ç�karacaklar� etkiler aç�s�ndan üç grupta ele almak mümkün. Birinci grupta Libya’daki krizin t�rmanmas�ndan do�rudan etkilenecek olmalar�ndan dolay� gerilimin t�rmanmas�n� arzu etmeyen ancak pratikte sahada geli�meleri etkileyecek yeterli kapasitesi bulunmayan aktörler yer al�yor. Libya’n�n iki kom�usu Tunus ve Cezayir’in yan� s�ra Malta, �talya ve Almanya’n�n da dâhil edilebilece�i bu grupta her bir ülkenin kendisine özgü hassasiyeti bulunuyor. Tunus ile Cezayir, Libya’n�n bölünmesi ihtimalinden ve bölgedeki istikrars�zl���n artmas�ndan kayg� duyarken �talya, Malta ve Almanya di�er kayg�lar�n yan� s�ra düzensiz göç ba�ta olmak üzere istikrars�zl���n kendi ülkelerini ve AB’yi etkilemesinden kayg� duyuyor. Bu grubun bir di�er özelli�i, her ne kadar aç�k bir �ekilde deklare etmeseler de UMH’ye daha müzahir bir pozisyona sahip olmalar� veya Hafter güçlerine aç�k bir destekte bulunmamalar�d�r.

�kinci grupta krizden do�rudan etkilenecek olmalar�ndan dolay� gerilimin t�rmanmas�n� istemeyen ve sahadaki geli�meler üzerinde etkisi bulunan aktörler yer al�yor. Bu grupta UMH’yi destekleyen Türkiye ve Katar gibi ülkelerin yan� s�ra Hafter taraf�nda yer alan Rusya, BAE, M�s�r, Fransa ve Suudi Arabistan gibi ülkeler bulunuyor. Bu gruptaki ülkelerin hiçbiri krizin t�rmanarak Libya s�n�rlar�n� a�mas�n� ve dolay�s�yla kendilerinin de do�rudan dâhil olacaklar� veya kar�� kar��ya gelecekleri bir çat��maya yol açmas�n� arzu etmiyor.

Üçüncü grupta ise sahada ya�anan geli�melerden “kayg�” duyan ancak bu kayg�lar�n� ortadan kald�rmak için harekete geçmeyen veya aç�k bir irade ortaya koyamayan aktörler mevcut. ABD, AB ve BM’yi bu kategoride de�erlendirmek mümkün. Bu grupta yer alan aktörlerden ABD ve AB’nin krizde yerel aktörlerden herhangi birine aç�ktan destek vermekten çekindi�i ve krizin gidi�at�nda pasif bir tutum tak�narak “bekle-gör” politikas� izledi�i söylenebilir.

Ate�kes, siyasi çözüm sürecinin ba�lamas� için zor ama imkâns�z de�il. Ancak bunun için ba�ta Hafter destekçisi ülkeler olmak üzere bütün aktörlerin söylemin yan� s�ra eyleme geçmeleri ve ahde vefa göstermeleri gerekiyor.

Libya krizinde üç senaryo

Sirte ve Cufra hatt�nda kilitlenen ve son bir ayda sahan�n dura�an hale geldi�i Libya krizindeki geli�meler, büyük ölçüde yukar�da ikinci grupta yer verilen aktörlerin giri�imleri sonucunda �ekillenecek olup di�er gruplarda yer alan aktörlerin giri�imleri de bu geli�meleri destekleyici mahiyette olacakt�r. Bu ba�lamda Libya krizinin k�sa vadedeki gidi�at� aç�s�ndan kar��m�zda üç senaryo bulunuyor.

Birinci senaryo, taraflar�n pozisyonlar�ndan ödün vermemesi ancak çat��may� da göze almamas� ve bunun sonucunda mevcut durumun kal�c� hale gelerek Libya’n�n fiilen bölünmesi. Bu durum, Hafter ve destekçileri aç�s�ndan -deyim yerindeyse- “kârdan zarar” olarak nitelenebilecekken, me�ruiyet ve moral üstünlük gibi önemli iki kazan�m� olan UMH aç�s�ndan kabul edilebilir nitelikte de�il.

�kinci senaryo, UMH’nin veya Hafter güçlerinin sahada harekete geçerek askeri yöntemle soruna çözüm bulma giri�imi ve dolay�s�yla ya�anacak çat��malar sonucunda krizin yeni bir a�amaya geçmesi. Bu noktada yerel aktörler harekete geçme konusunda s�n�rs�z otonomiye sahip olmad���ndan kendilerine destek veren ülkelerin risk ve maliyet planlamalar� ön plana ç�k�yor.

Üçüncü senaryo ise yerel aktörlere destek veren ülkelerin giri�imleri sonucunda birinci ve ikinci senaryo aras�nda bir “ara çözüm” bulunmas� ve yerel taraflar aç�s�ndan da kabul edilebilir bir giri�imle krizin bir sonraki a�amaya yönlendirilmesi. Libya krizinde çat��malar�n dü�ük yo�unlukta seyretmesi ve yerel aktörleri destekleyen taraflar�n krizin t�rmanmas�n� arzu etmemeleri, üçüncü senaryonun gerçekle�me ihtimalini art�r�yor. Bu senaryonun gerçekle�me ihtimalinde en fazla öne ç�kan geli�me, Türkiye ile Rusya aras�nda yürütülen müzakereler. Zira Türkiye’nin UMH lehine angajman� aç�k bir �ekilde deklare edilmi�ken, Rusya’n�n Hafter lehine angajman� da art�k gölgede kalmayan bir durum. Bu ba�lamda Rusya, Hafter üzerinde siyasi aç�dan olmasa da askeri aç�dan etkisi yads�namaz bir aktör. Dolay�s�yla Sirte-Cufra hatt�nda Türkiye ile Rusya’n�n giri�imiyle ortaya konacak bir ara çözümün, en az�ndan Libya krizindeki mevcut belirsizli�i ortadan kald�rma ihtimali bulunuyor.

Bununla beraber, bu senaryonun en önemli handikab�, BAE, Fransa ve M�s�r gibi aktörlerin krizin ba��ndan itibaren soruna s�f�r toplaml� bir mant�kla yakla�mas� ve uzla�maya yana�mayan tutumudur. Son geli�meler �����nda bu tutumlar�n� sürdürüp sürdürmeyecekleri ve ne kadar maliyete daha katlanabilecekleri belirsiz. Ayr�ca ara çözümün Türkiye ile Rusya giri�imi sonucunda sa�lanmas�, �üphesiz Rusya’n�n Libya’daki etkisini artt�ran bir geli�me olacakt�r. Bu durumdan kayg� duyan ABD’nin ise hâlâ net ve kapsaml� bir Libya politikas� ortaya koyamamas�, sadece ABD’yi de�il Libya krizini ve müdahil olan aktörleri etkilemeye devam edecektir.

Sonuç olarak Libya krizinde diplomatik giri�imler son bir ayda yo�unla�sa da gerilimin t�rmanmas�n� istemeyen ve sahadaki geli�meler üzerinde etkisi bulunan aktörlerin krizin gidi�at�nda daha belirleyici olaca�� öngörülüyor. Mevcut durumun t�rmanmaya müsait niteli�i dikkate al�nd���nda, en öne ç�kan senaryo, bir ara çözüm bulunmas�. Ancak bu durum, krizin tamamen sona erece�i anlam�na gelmemeli. Hatta böylesi bir senaryo, kal�c� ate�kesi bile sa�lamayabilir.

Öte yandan Libya’daki krizin çözümünde ilerleme sa�lanabilmesi ve siyasi çözüme ula��labilmesi için ate�kes bir ön ko�ul niteli�inde. Bu nedenle siyasi çözüm hedefi do�rultusunda kal�c� ate�kesin sa�lanabilmesi için aç�k ve ba�lay�c� bir irade ortaya koyulmas� gerekiyor. Nitekim yap�lacak bir ate�kes, Hafter’e gücünü konsolide edip tekrar UMH’ye sald�rmas� için yeni bir f�rsat sunmamal�.

Dolay�s�yla Libya krizinde ate�kes, siyasi çözüm sürecinin ba�lamas� için zor ama imkâns�z de�il. Ancak bunun için ba�ta Hafter destekçisi ülkeler olmak üzere bütün aktörlerin söylemin yan� s�ra eyleme geçmeleri ve ahde vefa göstermeleri gerekiyor.

[Prof. Dr. Ferhat Pirinççi Bursa Uluda� Üniversitesi Uluslararas� �li�kiler Bölümünde ö�retim üyesi ve SETA Güvenlik Çal��malar� Direktörlü�ünde K�demli Ara�t�rmac� olarak görev yapmakta olup Ortado�u ve silahlanma üzerine çal��maktad�r.]

Anadolu Ajans

YAZARLAR

Av. Mustafa KARAKAŞ

Anayasa De�i�ikli�i, Yarg� Tarafs�zl��� Devam�...

Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU

Be�eri Sermayeden Etkin �stifadeye Dair Devam�...

شهم الدين بلاحورلو

اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devam�...

Tuğba G�NEY

KAYGI VE TEVEKK�L Devam�...

İdris ŞEKERCİ

28 �UBAT'IN SAHTE MA�DURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devam�...

Dr. Metanet OĞUZ

�NSAN, �Z DE�ERLER�N� NASIL BEL�RLEMEL�? Devam�...

Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN

Covid-19 A��s� �zerinden Medeniyet ve Uygarl�k Fark� Devam�...

Bayram KARA

AMER�KA YAZILARI-3 MASKE-D�N-B�L�M Devam�...

Mustafa KASADAR

Ar damar� �atlayanlar�n al�ald�k�a al�almalar� Devam�...

Beytullah DEMİRCİOĞLU

Haydut Devlet �fadesi Devam�...

Şahmettin BALAHORLU

�SK�P (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devam�...

Arslan ATEŞ

ETE KEM��E HAPSOLMAK Devam�...

Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر

(3) خواطر رمضانية قرآنية Devam�...

Muhammet BİNİCİ

BEN�M A�LEM Devam�...

FOTO GALER�

Time Alem � 2015 Yasal uyar� : Sitemizdeki t�m yaz�, resim ve haberlerin her hakk� sakl�d�r. �zinsiz ve kaynak g�sterilmeden kullan�lmas� kesinlikle yasakt�r.