COVİD19 / CORONO VİRÜSÜ

COVİD19 / CORONO VİRÜSÜ

Bu geri kalmışlık islam ve müslümanlıkla alakası yok. Gün gelecek islam ve müslümanlar ilimde, bilimde ve teknolojide hedeflenen yere mutlaka ulaşacaktır. Hem de daha şefkat ve merhamet yüklü yağmurlu bulutlarla.

 

Şahmettin BALAHORLU

COVID-19 / CORONA VİRÜSÜ

İnsanoğluna Allah yardım etsin. Dua aynı zamanda tek hakim güç olan Rabbe sığınmaktır.

Neden sığınmalıyız?

Çünkü başka sığınılacak merci ve melci yok.

İnsanlık tarihi boyunca,  insanın kendi cinsiyle mücadelesi hep olmuştu. İnsan önce kendi vesvesi sonra ise hemcinsiyle amansız bir mücadelenin içine girdi.

Ben olma, üstün olma, daha güçlü olma ve söz sahibi olma mücadelesiydi bir başka veçhiyle.

İnsanlığın ilk çağlarında mücadelesinde daha harbi daha sarih ve tabiri caizse daha mert idi.

Ancak önce organizeler devreye girdi işin içine; güç ferdiyetçilikten örgütlenmelere evrimleşti.

Organize örgütler kuvveti ele geçirdi; bilimde, teknolojide, sosyal bilimlerde ve denek olarak kullanılmaya matuf popiler kültür sürüsü ve hümanizim. Olaylara duygusal ve safça yaklaşımlar.

Haklı olmak (!)  güç ile ifade edildi. Gücün kadar haklısın ibaresi işlendi ve uygulandı bütün enhai aleme.

Konvansiyonel silahlar kullanıldı. Çoluk, çocuk, kadın, yaşlı, hasta ve mazlum hiçbir kategoride bir grup dikkate alınmadı.

80 yıllarda SSCB dağılma aşamasına girmişti. 100 bin kişiden oluşan orduyla moskof, kabil havaalanına indiğinde sonuç belliydi. Milyonlarca insan öldürülecekti.

Geride yetimler, dul kadınlar ve evleri barkları yıkılmış harabeye dönmüş bir Afganistanlı. Savaştan kaçanlar ise hala çeşitli ülkelerin sınırlarında perişan bir şekilde mülteci konumunda.

Mazlum Filistin halkına yıllardır silah zoruyla uygulanan tecrid bütün çıplaklığıyla ortada. Bu halk yıllardır açıkhava hapishanesinde ne yer ne içer diye düşünen olmadı.

İnsan hakları ve hümanizm iflas etmişti.

Uygur müslümanları envai çeşit işkenceden geçerken dünya hala sessiz. Youtube düşen videoları seyretmeye insanın yüreği dayanmıyor.

Ya Keşmir halkı.

Ya Arakan halkı. 

9 seneyi aşkın savaş içerisinde inim inim inleyen halka kim kulak verdi. Bir milyondan fazla insan öldü. Sağ kalanlar can havliyle evlerini yurtlarını terk ettiler.

İnsanlar, çoluk, çocuk, yaşlı, ihtiyar, kadın ve erkek kimi denizde boğuldu, kimi hudut boylarında karlar altında donarak öldü.

Hani empati? Hani insan hakları? Hani hümanizm?  Hepsi PALAVRA.

Birkaç haftadır halkımız evlerin de. Hayat bir şekilde devam eder. Ama evde ama dışarda.

Herkes bir şeyler paylaşmakta. Bendeniz dahil. Yüzlerce video izledik. Birçok bilim adamı, prof. yorumları okuduk ve dinledik.

Corona virüsünün kaynağı konusunda kimi biyolojik savaş ve laboratuvarlarda üretilen bir virüs dedi.

Kimi doğal yollarla hayvanlardan bulaşan bir virüs dedi. Hala karar kılmış değiller.

Virüsten korunma yollarıyla ilgili enteresan ve farklı görüşler paylaşıldı.

Bir bilim adamı prof.un  “A” dediğine, diğer prof. “ B” , bazıları “C” hatta “Y” diyen bile oldu. bir tek "Z" kaldı.

Vallahi halk kime inanacağına şaşırdı.

Amaç bilim adamlarını küçümsemek değil. Bilim kesinlik ifade etmez onu anlatmak içindir.

Bazı soyu sopu belli olmayan, bizden gibi görünüp ama bizden ve bu milletten olmayan şarlatanlar ise islam ve müslümanlara dün olduğu gibi bu husustada, kronik saldırılarına devam etti.

Sadece virüsün kaynağı islam ve müslümanlar diyemedi. Bunun haricinde her türlü hakareti iftirayı ve ötekileştirmeyi yaptılar.

Bu virüsün ilacını ve aşısını neden müslümanlar bulamadı diye bizi biz yapan islam değerlerine hakaret ve alay etmeye başladılar.

Kendi değerlerini , insanını o kadar aşağıladılar ki; önce avrupa ülkelerini meth ettiler iddiaları tutmayınca işi Küba’ya kadar taşıdılar.  

Bu ülkeden yaşanmaz diye güzel ülkemizi terk edenler; şimdi yalvar yakar uçak gönderinde bizi kurtarın biz ettik siz etmeyin diyorlar.

Hiçbir müslüman bir başkasını ötekileştirmez.

Bu ülkede hep müslümanlar ötekileştirildi.

Melun post modern 28 şubatta biz her şeyi gördük yaşadık ve geçirdik.

Bizzat bütün iliklerimize kadar yaşadık.

Ne göz yaşları sel oldu, ne acılar yaşandı.

Kimimiz işimizden, kimimiz eşimizden, kimimiz aşımızdan olduk.

Çocuklarımız okullarından ve eğitimlerinden oldular.

Kimimizin şirketleri batırıldı.

Kimimizin anaları oğlunun yemin törenlerine bile katılamadı.

Yapılan zulümler bu satırlara sığmayacak kadar çok ve acıklı.

Elbette rövanşist düşünceler taşımıyoruz. Ancak herkeste haddini bilmeli. 

Bizim değerlerimizde ötekileşen sadece zulmü yapan zalimlerdir.

Kendini ötekileşmiş gören varsa demek ki geçmişte yapılan zulümlerin bir parçası olmuş anlamı çıkar.

Değilse rahatsızlığa ne gerek var?

Ancak kendi değerlerimize saldıranlara karşı yüzümüzü çevirmemizi bekleyenler daha çok bekler.

Yok efendim imam hatipler virüsün ilacını ve aşısını bulsun, yok camiler niye yapılmış hastane yapılsaydı.

Şehir hastaneleri yapıldı. Hastamı var niye bu hastaneler yapıldı diyen oldu.

Bunu yapanda bir imam hatipli idi. Nasip işte. Ön görebilme. Ufuk sahibi olabilme.

Elbette okul ayırımı yapılmaz İmam Hatip perestde değiliz. Tüm okullar bu ülkenin, tüm öğrenciler bu ülkenin evlatları.

Yok Umreciler virüsü bulaştırdı. Binler Avrupa’dan, Çin’den ve İran’dan gelenleri eleştirilmedi.

Amaç ne?  İslam’a ve müslümanlara saldırmak.

Kendi değerlerimize salya akıtan ve kin kusanlara (kim oldukları bile belli değil) karşı kendi değerlerimizi savunmayalımmı? 

Bir diğer husus Bilim?

İslam alemi emperyal güçler tarfından işgal edildi ve halklar zayıf düşürüldü. Elbette bir geri kalmışlık var.

Bu geri kalmışlık insani anlamda değil. İnsan olarak biz hala dünyanın en yardım sever milletiyiz. Elbette teknolojide geri kaldık.

Bu geri kalmışlık islam ve müslümanlıkla alakası yok. Gün gelecek islam ve müslümanlar ilimde, bilimde ve teknolojide hedeflenen yere mutlaka ulaşacaktır. 

Hem de daha şefkat ve merhamet yüklü yağmurlu bulutlarla.

İnsan şunu da sormadan edemiyor. Yeri gelince kendini bu ülkenin hakim değerleri dışında gören farklı izimleri hayat tarzı olarak kabul edenler var.

Neden virüsün aşısını ve ilacını bulmazlar ? Ya da neden bulamamışlar?  Onları tutanlar mı var? ellerini ve kollarını bağlayanlar mıvar?

İşleri laf-ı güzaf.

Sonuç itibariyle; elhamdülillah müslümanız.

Ve iyi ki ölüm var ve insan yaşamında en hakiki gerçek.

Ölüme inanmayanlar düşünsün. Yine ötekileştirdik.

Ama yapacak bir şey yok siyahta beyazı ötekileştirmiş.

Bilim dün “ X” diyordu, bugün “Y” diyor.

Oysa ki hakikat “Z” dir.

Bilim ölümü ötesini izah edemiyor.

Bilim bazıları için "put" olabilir ama bir müslüman için "ilah" değildir. 

Virüs ölüm sonrasına bulaşamıyor.

Hayatı sadece dünyadan ibaret sananlara bir şey diyemiyorum.

Her iki aleme inanlara ; virüssüz “dareyn saadeti” diliyorum değerli okurlar.

YAZARLAR

Mustafa KASADAR

Ar damarı çatlayanların alçaldıkça alçalmaları Devamı...

شهم الدين بلاحورلو

اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devamı...

Beytullah DEMİRCİOĞLU

Haydut Devlet İfadesi Devamı...

Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU

Beşeri Sermayeden Etkin İstifadeye Dair Devamı...

Tuğba GÜNEY

KAYGI VE TEVEKKÜL Devamı...

Av. Mustafa KARAKAŞ

Anayasa Değişikliği, Yargı Tarafsızlığı Devamı...

Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر

(3) خواطر رمضانية قرآنية Devamı...

Arslan ATEŞ

ETE KEMİĞE HAPSOLMAK Devamı...

Bayram KARA

AMERİKA YAZILARI-3 MASKE-DİN-BİLİM Devamı...

İdris ŞEKERCİ

28 ŞUBAT'IN SAHTE MAĞDURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devamı...

Dr. Metanet OĞUZ

İNSAN, ÖZ DEĞERLERİNİ NASIL BELİRLEMELİ? Devamı...

Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN

Covid-19 Aşısı Üzerinden Medeniyet ve Uygarlık Farkı Devamı...

حسين الموسى

وجاء رمضان Devamı...

FOTO GALERİ

Time Alem © 2015 Yasal uyarı : Sitemizdeki tüm yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması kesinlikle yasaktır.