'Y�zy�l�n Anla�mas�' m�, 'Y�zy�l�n �haneti' mi?
ABD Ba�kan� Trump'�n a��klad��� s�zde bar�� plan� t�m h�k�mleri ABD ile �srail aras�nda kararla�t�r�lan bir metindir ve Filistinlilerin de bu �teslim anla�mas��n� b�t�n�yle kabul etmeleri beklenmektedir.
Timealem Haber Merkezi / Abdullah Yusufo�lu
Amerikan ve �srail yönetimlerinin “Yüzy�l�n Anla�mas�” olarak lanse etti�i, gerçekte “Yüzy�l�n �haneti” olarak tan�mlanmas� gereken Filistin’in gelece�ine dair plan, nihayet kamuoyuna aç�kland�. Bu, gerçekte bir �srail plan� olup, Trump yönetimi bu plan� hemen hemen bütünüyle onaylam�� olmaktad�r.
Bu “sahte” bar�� plan�n�n kamuoyuna aç�klanmas� sonras�nda, Amerikan yönetimi bölgede bulunan vatanda�lar�n� olas� sald�r�lara kar�� güçlü bir �ekilde uyard�. ABD D��i�leri Bakanl���’ndan yap�lan aç�klamada, Kudüs ve Bat� �eria'da bu plana tepki olarak �iddet olaylar�n�n meydana gelebilece�i ifade edildi. Sadece bu uyar� bile “Yüzy�l�n Anla�mas�”n�n, nas�l, hiçbir hukukî ya da ahlâkî kayg� gözetmeyen, Filistin’i imha plan� oldu�u hususunda Amerikan yönetiminin de asl�nda �üphesini olmad���n� ortaya koymaktad�r. Öyle olmasayd�, Amerikan vatanda�lar� bu me�um plan�n Filistin taraf�nda yol açt��� öfke ve hayal k�r�kl���n�n sebep olabilece�i muhtemel �iddete kar�� herhalde bu denli güçlü bir �ekilde uyar�lmazd�.
“Yüzy�l�n Anla�mas�” olarak tesmiye edilen bu Trumpesk giri�ime “anla�ma” demek için, herhalde (uluslararas�) anla�malar�n nas�l yap�ld��� hususundan habersiz olmak gerekir. Uluslararas� anla�malar, inter alia, aralar�nda uyu�mazl�k olan taraflar aras�nda kar��l�kl� hak ve yükümlülükler do�uran ve bir müzakere süreci sonunda nihaile�tirilerek yaz�l� metin haline getirilen belgelerdir. Bu olayda ise, kendilerini âdeta sorgulanamaz birer Titan gibi gören ABD-�srail ikilisi sorunun as�l muhatab� olan Filistinlilere herhangi bir söz hakk� vermi� de�ildir. Bu süreçte �srail ile Filistinliler aras�nda herhangi bir müzakere yap�lm�� de�ildir. Aksine, ortada, tüm hükümleri ABD ile �srail aras�nda kararla�t�r�lan bir metin ve bu “teslim anla�mas�”n� bütünüyle kabul etmeleri beklenen Filistinliler vard�r.
"Uyduruk" Filistin devleti
ABD Ba�kan� Donald Trump’�n aç�klad��� “Yüzy�l�n Anla�mas�”, gerçekte egemen olmayan, dahas� etraf� bütünüyle �srail taraf�ndan ku�at�lm��, ordusuz ve Kudüs’ü hemen hemen bütünüyle �srail’e terk etmi� olan bir Filistin devletinin kurulmas�n� öngörmektedir. Tabii, buna ‘devlet’ denirse! Üstelik bu “devlet”in kurulmas�, dört y�ll�k müzakere süreci sonunda Filistinlilerin “kendilerinden istenen �artlar� yerine getirmeleri halinde” mümkün olabilecektir. Ba�ka bir deyi�le, Filistinliler �ayet “müzakere” sürecinde �srail’in dayatt��� tüm �artlara teslim olmaz ise, burada sözü edilen “uyduruk” devletin bile kurulmas�na izin verilmeyecektir.
Bu planda öngörülen Filistin devletinin topraklar� Gazze, Negev çölünde Gazze’ye yak�n iki arazi parças� ve �srail i�gali alt�ndaki Bat� Yakas�’n�n yaln�zca bir bölümünden olu�uyor. Dahas�, bu devletin ba�kenti, birçok BM karar�n�n öngörmü� oldu�u Do�u Kudüs de�il, onun bir k�s�m mahallelerinden müte�ekkil bir yerle�im yeri olacakt�r. Bu plana göre, Oslo anla�malar� çerçevesinde Bat� Yakas� içinde C bölgesi olarak tan�mlanm�� olup, Bat� Yakas�’ndaki toplam arazinin yüzde 61’ine tekabül eden ve �u anda bütünüyle �srail’in denetiminde olan topraklar�n yakla��k üçte biri, �srail taraf�ndan ilhak edilecek. Dahas�, Ürdün Vadisi de bütünüyle �srail’e b�rak�lacakt�r ki, buras� tüm Bat� Yakas�’n�n yakla��k üçte birini te�kil ediyor.
Bu plana göre, ba�ta El-Aksa Camii olmak üzere, Kudüs’teki Müslümanlara ait ibadethaneler ve kutsal mekânlar �srail’in egemenli�inde olacakt�r. Yine plan “ba��ms�z” Filistin devletinin kendi kara s�n�rlar� ve hava sahas� üzerinde herhangi bir denetim yetkisinin olmayaca��n� öngörmektedir. Bu devletin ba�ka devletlerle anla�ma yapma yetkisi de olmayacakt�r. Plan, say�lar� alt� milyon civar�nda olan Filistinli mültecilerin dönü� hakk�n� reddetmektedir. Dahas�, metnin �srail’in “Yahudi” karakterine vurgu yapmas� nedeniyle, �srail vatanda�� olan Filistinlilerin de bu topraklardaki gelece�inin tehlikeye dü�ürüldü�ünü ileri sürmek mümkündür.
Plana göre, Gazze ile Bat� Yakas� aras�nda irtibat� sa�lamak için yeralt�ndan tünel in�a edilecektir. Tünel projesi henüz �srail taraf�nca kabul edilmi� de�ildir. Yine bu plan�n hayata geçirilme sürecinde, Hamas ve �slami Cihad gibi silahl� örgütler silahlar�n� b�rakmak zorunda kalacaklard�r. Öte yandan, kurulmas� öngörülen Filistin devleti için çe�itli yat�r�m projelerinde kullan�lmak üzere 50 milyar dolarl�k bir fon olu�turulacakt�r ki, bunun önemli bir k�sm� Körfez bölgesindeki Arap devletlerince kar��lanacakt�r. Nitekim bu ülkelerin büyük ço�unlu�u bu me�um plan�n malî yükünü çekmeyi kabullenmi� görünmektedir.
Asl�nda Amerikan yönetimi bu plan�n bugüne dek �srail ile -ço�u zaman kendi halk�n�n tepkilerine ra�men- her türden girift ili�kiye girmeyi içine sindirmi� olan Mahmud Abbas yönetimince (bile) reddedilece�ini ba�tan beri tahmin ediyordu. �ayet Mahmud Abbas plana “hay�r” demekte �srar ederse, o zaman muhtemelen ABD-�srail ikilisi Filistin’e “liderlik” etmek üzere kendileriyle i�birli�i yapmaya daha yatk�n birisini bulma aray���na gireceklerdir.
Plan�n yasland��� temel mant�ksal çerçeve, �srail’in ilhak etmek amac�yla göz koydu�u Filistin topraklar�n� bütünüyle bu ülkeye pe�ke� çekmek; �srail’in bir “Yahudi devleti” olarak elde etmek istedi�i tüm imtiyazlar� tan�makt�r.
Uluslararas� hukuk ve BM kararlar�n�n aç�k ihlâli
Sözü e�ip bükmeden �unu söyleyelim: “Yüzy�l�n Anla�mas�”n�n yasland��� temel mant�ksal çerçeve, �srail’in ilhak etmek amac�yla göz koydu�u Filistin topraklar�n� bütünüyle bu ülkeye pe�ke� çekmek; �srail’in bir “Yahudi devleti” olarak elde etmek istedi�i tüm imtiyazlar� tan�mak; buna kar��l�k Filistin halk�n�n güvenilir s�n�rlar içinde, egemen ve sürdürülebilir bir devlet kurma ihtimalini tamam�yla ortadan kald�rmakt�r. Bu ac� gerçe�e ra�men, Donald Trump, “büyük” plan�n� if�a etti�i bas�n toplant�s�nda, âdeta Filistinlilerle dalga geçercesine, bu plan�n “Filistinlilerin kendi ba��ms�z devletlerine kavu�malar� için tarihî bir f�rsat oldu�unu” söyleme cüretini de göstermi�tir.
“Yüzy�l�n �haneti” olarak isimlendirilmesi gereken bu me�um plan�n uluslararas� hukukun ve BM kararlar�n�n aç�k bir ihlâli oldu�u ortadad�r. Uluslararas� toplumun bar�� ve güvenlik meseleleri konusunda bir tür “anayasas�” olarak görebilece�imiz 1945 tarihli BM Kurucu Andla�mas�’n�n 2/4. maddesine göre, devletler uluslararas� ili�kilerde askerî güce ba�vuramaz, askerî güç tehdidinde de bulunamaz. BM Genel Kurulunca 1970’te uzla�ma (consensus) ile kabul edilen Devletler Aras�nda Dostça �li�kiler Bildirisi’ne göre “askerî güç kullan�m tehdidinden ya da kullan�m�ndan kaynaklanan hiçbir toprak kazan�m� yasal say�lmayacakt�r.” Benzer �ekilde, 1974 tarihli Sald�rganl���n Tan�m�na �li�kin Karar’da, “sald�rganl�ktan kaynaklanan hiçbir toprak kazan�m� ya da özel imtiyazlar ‘yasal’ kabul edilmeyecektir” (5/3. madde) ifadesine yer verilmi�tir. BM içinde al�nan birçok karar ile Uluslararas� Adalet Divan�’n�n içtihatlar� da bu durumu teyit etmi�tir. O nedenle, uluslararas� hukuka göre, �srail’in i�gal etti�i -Filistinlilere ve baz� Arap ülkelerine ait- tüm topraklardan çekilmesi gerekmektedir. Buna, ku�kusuz, (Do�u) Kudüs’ü de içinde bar�nd�ran Bat� Yakas� dâhildir.
Bu plan, ayn� zamanda, 1990’l� y�llarda uluslararas� düzeyde genel bir kabul görmü� olan iki-devletli çözüm formülünün de tamam�yla terk edilmi� oldu�unu âdeta gözlerimizin içine sokarcas�na (bir kez daha) göstermi�tir. Oslo "bar�� süreci", en az�ndan bu süreci Polyannac� bir hâlet-i ruhiye içinde yorumlayan aktörlere göre, �srail’in 1967’deki Alt� Gün Sava��’nda i�gal etmi� oldu�u Filistin topraklar�nda, yani Bat� Yakas� (Do�u Kudüs dâhil) ve Gazze’de, ba��ms�z bir Filistin devletinin kurulmas� ile nihayete erecekti. Hem BM hem de uluslararas� toplumun önemli bir bölümü, kurulacak Filistin devletinin ba�kentinin Do�u Kudüs olaca�� beklentisi içindeydi. Trump ve Netanyahu ikilisinin aç�klad��� “Yüzy�l�n �haneti” ise, Kudüs’ü tümüyle �srail’e b�rakmaktad�r.
Bu me�um planda öngörülen Filistin devleti asl�nda devletten ba�ka her �eye benzemektedir. Bir kez, bu devletin sahip olaca�� topraklar kantonlardan olu�maktad�r. Yani, ortada bir ülkesel süreklilik yoktur. �kincisi, Bat� Yakas�’nda Filistinlilere b�rak�lan topraklar, tamam�yla �srail taraf�ndan çevrelenecektir. Üçüncüsü, bu, ordusuz bir devlet, askersizle�tirilmi� bir ülke olacakt�r. Dördüncüsü, kara s�n�rlar� üzerinde bile denetim hakk� olmayan, kendi hava sahas� üzerinde denetim hakk�ndan yoksun b�rak�lm�� bir devlet olacakt�r. Be�incisi, bu devletin uluslararas� anla�ma yapma yetkisi olmayacakt�r. Filistin devletinin ülkesini olu�turan birbirinden kopuk kantonlar bu plana göre tüneller ve köprülerle birle�tirilecektir. Do�rusu, bu “proce”den haberdar olsayd�, herhalde “Zihni Sinir” bile kahkahalarla gülmekten kendini alamazd�!
“Arap” olan Filistin halk�n�n yine “Arap paras�” ile “siyasî bir varl�k olarak” yok edilmeye çal���lmas�, ku�ku yok ki, Körfez bölgesindeki Arap yönetimlerinin “utanç” hanesine yaz�lacak affedilmez bir cürüm olacakt�r.
Körfez yönetimlerinin utanç verici tutumu
Filistin’i ilanihaye yok etmek isteyen bu ihanet plan�n�n hayata geçirilmesi için, ba�ta Suudi Arabistan ve Birle�ik Arap Emirlikleri olmak üzere, birçok Arap ülkesi Filistin halk�na ‘rü�vet’ olarak önerilen parasal deste�i ödemeyi yükümlenerek, bu büyük ihanetin fâillerinin i�birlikçisi haline gelmi�lerdir. “Arap” olan Filistin halk�n�n yine “Arap paras�” ile “siyasî bir varl�k olarak” yok edilmeye çal���lmas�, ku�ku yok ki, Körfez bölgesindeki Arap yönetimlerinin “utanç” hanesine yaz�lacak affedilmez bir cürüm olacakt�r. Bu yönetimlerin bu cürmün alt�ndan kalk�p kalkamayaca�� önemli bir soru i�aretidir. Arap Birli�i Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ise, konuya ili�kin yapt��� aç�klamada, bu plana aç�kça kar�� ç�kmak yerine, topu Filistinlilere atm��t�r. Hem darbeci Sisi yönetimindeki M�s�r hem de ABD-�srail ikilisinin bu me�um senaryosundaki “para muslu�u” rolünü daha küçük baz� Körfez ülkeleriyle birlikte kendisine yak��t�ran Suudi Arabistan, -muhtemelen kapal� kap�lar ard�nda- Filistin liderli�ini bu teslim plan�na “ikna” etmeyi vazife edinmi� görünmektedir. Bütün bunlara kar��l�k, ba�ta Türkiye ve �ran olmak üzere, Müslüman ülkelerin büyük ço�unlu�unun bu teslim plan�na kar�� ç�kt���n�/ç�kaca��n� ifade etmek mümkündür.
Mevcut durumda Filistin’e somut bir destek vermeksizin sadece söylem düzeyinde �srail’i ve ABD’yi k�namak ya da müzakere yoluyla eri�ilecek iki-devletli çözüm formülünü tekrarlamak, sadece ve sadece bariz bir samimiyetsizli�in ve Filistinlileri kendi makûs talihlerine terk etmi�li�in bir i�areti say�labilir.
Filistin’in ve Filistinlilerin dostlar� olarak bu ihanet plan�n�n arkas�nda hangi güçlerin oldu�u hususunda sabah ak�am nefesimizi tüketmektense, Filistin topraklar�n�n sömürgeci-yerle�imci bir devlet olarak �srail’den nas�l kurtar�labilece�i hususuna kafa yormam�z herhalde daha isabetli olacakt�r. Dahas�, Filistin sorununun diplomatik müzakere masas�nda çözülebilece�i zann�yla iki-devletli çözüm mantras�n� tekrar etmenin de, bundan böyle Filistinlilere hiçbir faydas� olmayacakt�r. Ne �srail’in ne de ABD’nin bu türden ça�r�lara kulak asmayaca�� â�ikârd�r. Üstelik 1993’te ba�layan Oslo müzakere süreci çerçevesinde �srail ile Filistin aras�nda imzalanan anla�malara �srail'in uymad��� herkesin mâlûmudur. Bu durum ortadayken, Filistin’e somut bir destek vermeksizin sadece söylem düzeyinde �srail’i ve ABD’yi k�namak ya da müzakere yoluyla eri�ilecek iki-devletli çözüm formülünü tekrarlamak, sadece ve sadece bariz bir samimiyetsizli�in ve Filistinlileri kendi makûs talihlerine terk etmi�li�in bir i�areti say�labilir.
Filistin sorununa â�inâ olanlar�n bilmeleri beklenebilecek bir gerçek vard�r ki, o da, bu sorunu çözmek için küresel sistem içinde bugün öne ç�km�� olan hiçbir güçlü devletin elini ta��n alt�na sokmayaca��d�r. Nitekim Yüzy�l�n �haneti’ne Avrupa k�tas�ndan, Rusya, Çin ve Hindistan’dan gelen tepkiler, bunlar�n plana aç�kça kar�� ç�kmaktan uzak durdu�unu gösteriyor.
Bilindi�i üzere, I. Dünya Sava�� sonras�nda dünyan�n de�i�ik co�rafyalar�ndaki Müslüman toplumlar�n kahir ekseriyeti sömürgecili�in ve emperyalizmin k�skac� alt�na al�nm��t�. Belki yüz y�ld�r bu toplumlar�n ortak iradelerine ket vurmak için, ba�ta, önce Britanya �mparatorlu�u, ard�ndan ABD olmak üzere, küresel tahakküm düzeninin önde gelen aktörleri �slam dünyas�n�n yar�-ba��ml�l���n� devam ettirmek için bu co�rafyaya yönelik pek çok do�rudan ya da dolayl� müdahalede bulunmu�lard�r. 11 Eylül (2001) sonras�na sözüm ona “Teröre Kar�� Sava�” söylemi alt�nda bu emperyalist ve yeni-sömürgeci k�skaç âdeta �slam dünyas�n� bir bütün olarak “teslim almaya” yönelmi�tir. Filistin sorununun geldi�i noktay� bu parantezin d���nda okumak, ne sorunun vahametinin anla��lmas�na ne de Filistin sorununa palyatif olmayan bir çözüm getirilmesine katk� sunabilir. Filistin sorununa â�inâ olanlar�n bilmeleri beklenebilecek bir gerçek vard�r ki, o da, bu sorunu çözmek için küresel sistem içinde bugün öne ç�km�� olan hiçbir güçlü devletin elini ta��n alt�na sokmayaca��d�r. Nitekim Yüzy�l�n �haneti’ne Avrupa k�tas�ndan, Rusya, Çin ve Hindistan’dan gelen tepkiler, bunlar�n plana aç�kça kar�� ç�kmaktan uzak durdu�unu gösteriyor. Hatta birço�u bu me�um plan� “incelemeye de�er gördüklerini” belirttiler. Bunlar�n hiçbirisinin Filistinlilerin “hakl� davas�”n� destekleme ad�na, ABD, �srail ya da güçlü Siyonist yap�larla ters dü�mek istemedi�i iyi bilinmektedir. Üstelik önde gelen devletlerin hemen hepsinin bu aktörlerle -ABD, �srail ve Siyonist yap�lar- oldukça girift ili�kileri vard�r; dahas�, bunlar, �slam dünyas�n�n güçlü bir blok olarak temayüz etmesini, kendi iktisadî ve jeopolitik ç�kar ve stratejileri aç�s�ndan oldukça “sak�ncal�” görmektedir. O nedenle Filistin sorununu Müslüman aktörlerden ba�kas�n�n çözebilece�ini dü�ünmek safdillik olur.
�slam dünyas� özgürle�tikçe Filistin de �srail’e kar�� yeni mevziler kazanacak, Filistin’de kazan�lacak yeni mevziler �slam dünyas�na hem �srail’e kar�� hem de di�er “y�k�c�” uluslararas� güçlere kar�� yeni hamleler yapmas� için gerekli özgüveni ve hareket kabiliyetini verecektir.
Mücadelenin yol haritas�
�slam dünyas�ndaki sorunlar�n “anas�” olan Filistin trajedisinin çözüm çerçevesini üçlü bir ba�lam içinde görmek gerekir. Bu üçlü ba�lam� �öylece tasnif etmek mümkündür: birincisi, Osmanl� Devleti’nin bölgeden çekilmesi sonras�nda Filistin’in �ngiliz manda yönetiminin gözetimi alt�nda Yahudilerce sömürgele�tirilmesi; ikincisi, I. Dünya Sava�� sonras�nda manda rejimlerinin kurulmas�yla ba�layan süreçte Arap dünyas�n�n yar�-sömürge durumuna dü�ürülmesi ve bugün de bu durumun fiilen devam etmesi; üçüncüsü, �slam dünyas�n�n bir bütün olarak kendi aya�� üzerinde durmas�n�n emperyalist güçlerin do�rudan ve dolayl� askerî ve siyasî müdahaleleri yoluyla engellenmesi. O nedenle, �u iddiay� ileri sürmek herhalde abart� say�lmamal�d�r: “Filistin’in kurtulu�u” ve “�slam dünyas�n�n kurtulu�u” birbiri ile yak�ndan ili�kilidir ve bundan da ötesi kar��l�kl� bir ba��ml�l�k ili�kisi içindedir. �slam dünyas� özgürle�tikçe Filistin de �srail’e kar�� yeni mevziler kazanacak, Filistin’de kazan�lacak yeni mevziler �slam dünyas�na hem �srail’e kar�� hem de di�er “y�k�c�” uluslararas� güçlere kar�� yeni hamleler yapmas� için gerekli özgüveni ve hareket kabiliyetini verecektir. �slam dünyas�n�n tarihi uyan���n�n ve aya�a kalk���n�n en önemli karinesi, Filistin halk�n�n Siyonist sömürgecili�e kar�� mücadelesinin hedefine ula�mas� olacakt�r. O halde, aç�kt�r ki, “Filistin’in kurtulu�u” ayn� zamanda “�slam dünyas�n�n kurtulu�u” olacakt�r.
Yukar�da sözü edilen üç düzlemdeki kurtulu� mücadelesi (Filistinliler, Arap dünyas�, �slam dünyas�) Trump’�n ihanet plan�na kar�� izlenmesi gereken strateji konusunda bize bir yol haritas� sunmaktad�r. Sorunun çözümü hususunda bugünün “Düvel-i Muazzama”s�ndan pek bir �ey beklememek gerekti�i a�ikâr oldu�una göre, Yüzy�l�n �haneti’ne kar�� hem Filistinlilerin, hem Arap dünyas�n�n, hem de daha genel olarak �slam dünyas�n�n �u kapsaml� eylem plan�n� vakit geçirmeden hayata geçirmesi gerekir: birincisi, Filistinlilerin aralar�ndaki siyasî bölünmü�lü�e son vererek �srail’e kar�� uzun soluklu bir direni� ba�latmas� elzemdir; ikincisi, Arap Birli�i’nin geçmi�te �srail'e kar�� alm�� oldu�u ambargo karar�n� bundan böyle s�k� bir �ekilde uygulamas� gerekir; üçüncüsü, �slam ��birli�i Te�kilat�’n�n �srail’e kar�� topyekûn ambargo karar� almas� gerekir; dördüncüsü, Müslüman ülkelerin, “Bar�� �çin Birle�me” karar� çerçevesinde BM Genel Kurulu’nda �srail’e kar�� –ku�kusuz ‘tavsiye’ niteli�inde- kapsaml� bir ambargo karar� al�nmas� için uzun soluklu bir diplomatik mücadele ba�latmas� gerekir; son olarak, Müslüman ülkelerin Filistinlilere �srail'e kar�� mücadelelerinde bundan böyle gereken deste�i vermelidir.
Filistin’in ve bilhassa Kudüs’ün esareti �slam dünyas�n�n ortak ac�s� ve davas�d�r. Kudüs’teki El-Aksa Camii Müslümanlar�n ilk k�blesidir. “Etraf� mübarek k�l�nm�� olan” Kudüs, Hazreti Peygamber’in miractaki ilk dura�� olmu�tur. Kudüs ve Filistin’e olan ba�l�l�k ve muhabbet Müslüman kimli�inin aslî bir unsurudur ve dahas� bu belde hem dinî, hem siyasî, hem de jeopolitik olarak Âlem-i �slam için bir hayat memat meselesidir. O nedenle, �slam dünyas�na mensup aktörlerin -en ba�ta devletlerin ve uluslararas� örgütlerin- i� bu noktaya geldikten sonra hâlâ “ipe un sermeye” devam etmesi, söz gelimi, Yüzy�l�n �haneti’ni sadece kuru bir “k�nama” ile geçi�tirmesi, Filistin’e ihanetler silsilesinin tabutuna çak�lm�� son çivi olacakt�r. �slam dünyas�n�n bugün vakit geçirmeden elini ta��n alt�na sokmas� ve harekete geçmesi gerekiyor. �ayet bundan sonra da i�ler “eski tas eski hamam” olursa, muhtemelen, bir zaman sonra ortada konu�ulacak bir Filistin Sorunu bile olmayacakt�r.
[�stanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararas� �li�kiler Bölümü ö�retim üyesi olan Prof. Dr. Berdal Aral ayn� zamanda Medeniyet Üniversitesi Uluslararas� Kudüs ve Filistin Ara�t�rmalar� Birimi ba�kan�d�r]
Deprem su�lar� ve �nlemler Dr. ��retim �yesi Murat Aslan, Kahramanmara� merkezli depremlerin ard�ndan ortaya ��kan deprem su�lar�na ve bunlara m�dahale y�ntemlerine dair bir de�erlendirmeyi AA Analiz i�in kaleme ald�.
Zengezur Koridoru'nun �nemi Zengezur Koridoru'nun hayata ge�irilmesiyle T�rk D�nyas��n�n ticari, lojistik ve siyasi ba�lar� g��lenecek. �ok karma��k bu denklemin en �nemli taraflar�; �ran, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya ve T�rkiye.
Zengezur Koridoru'nun �nemi Zengezur Koridoru'nun hayata ge�irilmesiyle T�rk D�nyas��n�n ticari, lojistik ve siyasi ba�lar� g��lenecek. �ok karma��k bu denklemin en �nemli taraflar�; �ran, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya ve T�rkiye.
YAZARLAR
Arslan ATEŞ
ETE KEM��E HAPSOLMAK Devam�...
Prof.Dr.Abdullah KAHRAMAN
Covid-19 A��s� �zerinden Medeniyet ve Uygarl�k Fark� Devam�...
Av. Mustafa KARAKAŞ
Anayasa De�i�ikli�i, Yarg� Tarafs�zl��� Devam�...
Muhammet BİNİCİ
BEN�M A�LEM Devam�...
İdris ŞEKERCİ
28 �UBAT'IN SAHTE MA�DURLARINI DA SAHTE KAHRAMANLARINI DA TANIYORUZ Devam�...
Bayram KARA
AMER�KA YAZILARI-3 MASKE-D�N-B�L�M Devam�...
Mustafa KASADAR
Ar damar� �atlayanlar�n al�ald�k�a al�almalar� Devam�...
Beytullah DEMİRCİOĞLU
Haydut Devlet �fadesi Devam�...
Dr. Muhammad SAFAR د. محمد صفر
(3) خواطر رمضانية قرآنية Devam�...
شهم الدين بلاحورلو
اليوم العالم الاسلامي يقف علي حافة الهاوية Devam�...
Şahmettin BALAHORLU
�SK�P (SKOPJE) / KUZEY MAKEDONYA Devam�...
Tuğba G�NEY
KAYGI VE TEVEKK�L Devam�...
Dr. Metanet OĞUZ
�NSAN, �Z DE�ERLER�N� NASIL BEL�RLEMEL�? Devam�...
Dr.Z�lkarneyn VARDAR
CENNET NEREDE? Devam�...
Dr.Ali İmran BOSTANCIOĞLU
Be�eri Sermayeden Etkin �stifadeye Dair Devam�...
حسين الموسى
وجاء رمضان Devam�...
Dr.Hasan Fehmi ��EK
�SRA VE M�RAC Devam�...
FOTO GALER�
Time Alem � 2015 Yasal uyar� : Sitemizdeki t�m yaz�, resim ve haberlerin her hakk� sakl�d�r. �zinsiz ve kaynak g�sterilmeden kullan�lmas� kesinlikle yasakt�r.