15 Tatil Nihayete Ererken

31-01-2020

2790 görüntülenme

Şahmettin BALAHORLU

15 Tatil Nihayete Ererken

2019-2020 eğitim ve öğretim yılı 1.kanaat dönemi tatili nihayete ermeden bu seferde eğitime dair birkaç kitap okumaya niyetlendim.

Elime aldığım iki kitapta aynı ülkenin eğitim politikalarını anlatmakta idi tevafuk işte;

Bu iki kitabın, muhataplarım tarafından bana hediye olarak takdim edilmesiydi.

*Beyaz Zambak Ülkesinde-Grigoriy Petrow-Çeviri: Alina Minsafina (hayykitap)

*Finlandiya Eğitim Devrimi-Pası Sahlberg -Çeviri: Dilek Boyraz (Sola Unitas)

Her ikisi de hediye olunca 15 tatilde okumak ve bitirmek üzerimize vacip oldu.

Hediye kitaplardan biri; İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yrd. çok değerli hocamız; Sn.Faik Kaptan’dan,

Bir diğeri ise Maltepe Şehit Mustafa Kaymakçı Anadolu İmama Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu İngilizce öğretmeni, çok değerli çevirmen; Sn. Dilek Boyraz’dan.

***

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü birçok projeye imza atmakta. Bu kapsamda farklı illerde farklı müdürlükler çeşitli etkinlikler ve faaliyetler yürütmekte.

YÖGEP (Yönetici Gelişim Planı) kapsamında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü uhdesinde, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Din Öğretiminden sorumlu Md. Yrd. Sn. Faik Kaptan güzel bir çalışmaya daha imza atmış. İstanbul’un 39 ilçesinde okul müdürlerine, idarecilerine ve öğretmenlerine yönelik, birçok kitap temin etmiş ve hediye etmiş. Kendisini tebrik eder çalışmalarının daim olmasını dilerim.

Okunmak üzere hediye ettiği kitaplardan bir tanesi; Grigoriy Petrow’a ait “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitap.

Elbette bu küçücük köşede uzun uzadıya bu kitaplar hakkında yorumlar yapmak mümkün değil. Ancak her iki kitap hakkında birkaç kelime ifade etmek mümkün dahilindedir.

***

Elimdeki 1.kitap Grigoriy Petlova’a ait “Beyaz Zambaklar Ülkesi” adlı eser.

Uzun bir müddet İsveç ve Rusya’nın işgalinde kalmış “beyaz zambaklar ülkesi” olan Finlandiya’nın/halkının eğitimle nasıl dönüştüğünü konu edinmiş.

Petrow, kitabında anlattığı gibi, Finlandiya bataklık içinde yer alan, doğal madenlerden yoksun, ekmek ihtiyacının bir kısmını bile dışardan alacak durumda iken, yoksun küçük bir ülkenin nasıl kalkındığını hem ekonomik, hem siyasal, hem kültürel ve hem de eğitim bakımından ilerleme kaydettiğini öğrenmekteyiz.

Bu dönüşümde okul ve öğretmenlerin gayretli çalışmalarından ve eğitimin olması gerekli ve zaruri paydaşlarından bahsetmiştir.

“Okullarımız en önemli servetimizdir,” derler Finlandiyalılar. Bu zihniyetle yola çıkan Fin’liler bir yandan okullarını “yaşam merkezleri” ne çevirirken öte yandan, gençlerini/öğrencilerini ise “dayanıklı yapmaya” çalışmışlardır.

“Okullar sadece dış görünüşe değil, aynı zamanda temiz ve hijyenik ortama da sahiptirler: Yüksek tavanlı büyük pencereli sınıf odaları, geniş ve temiz okul koridorları, havalandırma sistemi, rahat ve kullanışlı mobilyalar, temiz ve açık hava oyunları için uygun avluları, donanımlı spor salonları…”

“Finli gençleri akademik derslerin haricinde, kışın patinaj ve kayak, yazın ise güreş, yüzme, top oynama ve koşu gibi spor aktiviteleriyle boş zamanlarını değerlendirirler. Böylece gençlerin kasları, göğüs kafesleri, akciğerleri, elleri ve kolları gelişir, vücut direnişleri artar…”

Her iki paragrafta da anlaşıldığı üzere Finliler, eğitim ve öğretim ortamlarını iyileştirmede ve gençlerin yapacakları etkinlikleri planlamada başarılı olmuşlardır.

*****

Elimdeki 2.kitap ise Şehit Mustafa Kaymakçı Fen ve Soyal Bilimler Proje Okulu ingilizce öğretmeni değerli çevirmen Sn. Dilek Boyraz’ın çevirisini yaptığı; “Finlandiya Eğitim Devrimi / Dünya Finlandiya’daki Eğitim Devriminden Neler Öğrenebilir”? Pası Sahlberg ait bir kitap.

Finlandiya’nın tüm dünyaca bilinen ve eğitim alanındaki en önemli ölçme ve değerlendirme göstergelerinden biri olan PISA vb. gibi sınavlarda Finli öğrencilerin elde ettikleri başarılar ve listenin en üstünde yer almaları çeşitli ülkelerin ve eğitimcilerin dikkatini çekmiştir.

İşte bu kitap Fin eğitim ve öğretiminin çok yönlü paydaşlarını detaylı analizleri ve yorumları içermektedir. Eğitim konusunda kafa yormak isteyenlerin, akademisyenlerin sabırla okuyabilecekleri bir kitap olduğunu ifade etmek isterim.

Pasi Sahlberg’e göre, Finlandiya’daki okullarda çocukların akademik başarılarından ziyade onların güvenli ortamlarda, sağlıklı ve mutlu bir şekilde bulunmalarının daha önemli olduğunu savunmuştur.

Finlandiya’nın en önemli eğitimcilerinde olan Pasi Sahlberg, eğitim ve öğretimde başarının sırrının kaliteli eğitim kadrosundan geçtiğini vurgulamıştır. Devlet destekli olarak her öğretmene yüksek lisans yapma olanağı sağlanmıştır.

Öğretim kültürü, öğretmen olmak, araştırmaya dayalı öğretmen eğitimi, birer araştırmacı olarak öğretmenler, mesleki gelişim, öğretmen liderdir, okul lideri öğretmenlerdir, iyi öğretmenler harika okullar gibi farklı başlıklar konu edinilmiş ve detaylıca örneklendirilmiştir.

Pasi Sahlberge göre eğitim ve öğretimde akademik kadroya yatırım yapılmasından dolayı rekabetçi refah toplumu ve devleti ortaya çıktığı görüşüne varmıştır.

Pasi Sahlberg, eğitim ve öğretimde ki başarı, yenilikçi bir ekonomi, refah, eşitlik, rekabet, inovasyon ve başarılı eğitim reformu Finlandiya rüyasını ortaya çıkardığını savunmuştur.

“ Finlandiya Eğitim Devrimi/ Dünya Finlandiya da ki eğitim modelinden neler öğrenebilir?” isimli bu kitapta herkes hissesine düşen payı alacaktır.

İngilizceden çeviri yapan değerli çevirmen Dilek Boyraz’a tekrar teşekkürler.

***

Elbette her iki kitap yazılalı yıllar olmuştur. Köprünün altından çok sular akmıştır.

Finlandiya küçük bir ülkedir. Ülkeler cürmü kadar yerkürede söz sahibidirler. Finlandiya’da dünya üzerinde ki genel gidişata yön verecek ve rol model olacak bir pozisyonda mıdır acaba?

Bu gün hala dünya ABD ve Rusya’dan gelecek mesajlara kulak kesiliyor değil mi?

Yeryüzünü ifsat eden, nesilleri yok eden, çevreyi tahrip eden bu ülkeler değil mi?

Yönetici köleler devşiren, halklarını sömüren varlıklarını çalan bu ülkeler değil mi?

***

Demem o ki; Eğitimde, öğretimde yeniden ele alınmalı. Çağımızın eğitim ve öğretiminde ne ahlak, ne vicdan nede merhamet tohumları var.

Çağımız bilgi, teknoloji ve iletişim çağı. Bu çağın farklı sorunları vardır. Tarihte çok başarılı olmuş eğitim modelleri bugün geçerliliğini yitirmiştir.

Gelecekte daha da farklı düşünceler de ortaya çıkacaktır bugün olduğu gibi.

Evet; öyle bir çağdayız ki öğrencinin birçok teknik bilgi ve iletişimde hem ebeveynleri hem de öğretmeninin çok ilerisinde olduğunu gözlemlemekteyiz.

Elbette para kazanmak ve ev geçindirmekten bahsetmiyorum. Sorumluluk taşımaktan da bahsetmiyorum.

Gelinen noktada öğrencinin okulda öğrendiklerini teknolojinin getirdiği imkanlarla, okul dışı informal öğrenmeyle öğrendiklerine de şahit olmaktayız.

Birçok gençten okulların ve eğitimcilerin çok geriden geldiğini duyar gibiyim.

Eğitimden sorumlu olan yetkililerin bu hususu iyi anlamaları ve ona göre gelecek çağlara hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade etmek isterim.

Bu ister okul konseptinde değişiklik olsun isterse akademik kadroda tecdide gitmekle olsun.

Ama mutlaka olmalı…